Âşıkların ahvali
Âşıkların ahvali
Bedeni arzuların adı şehvet, aşk değil. Âşığın aklı olmaz, o gönül insanıdır. İç içe giriftardır, âşıkta sev’le, sevil, Aşk Allah’ın lütfüdür, ikramı, ihsanıdır. Aşk işi maşukuna, gönül veren erindir, Ateşlerde yansa da, hem salim hem serindir. Tevhit; sözü kolaydır, manası çok derindir, “La-ilahe” demekse, “İllah’ın” ikrarıdır. Aşk yüz vermez kimseye, ölesiye sevmeden, Kıyam, rükû ederek, secdeye baş eğmeden, Gölge güneşe delil, ayrı değil gövdeden, Geceler ve gündüzler, dün kinin tekrarıdır. Aşk aşığın nefsine, delil olur, gem olur, Dertlerine devadır, yarasına em olur, Aşk gelince toplanır, cümle işler, cem olur. Bu camide her birey, âlemin envarıdır. Bilir ki gayriyet, ayniyete tuzaktır, Kılükalı terk eder, Masivadan uzaktır, Dur duraksız gidişe, vuslat en son duraktır, Artık aşktan söz etmek, bir gönül efkârıdır. Şuur üstü bir duygu, aklı fikri mizansız, Mecnunu meczup eder, arifleri izansız, Âlemler okunsa da, onu tarif imkânsız, Anlatılmaz yaşanır, gönüller esrarıdır. Bütün seçkin kulların, bahtları açıkların, Dost elinden badeler, içtikçe ayıkların, Gelmiş, geçmiş, gelecek, bilcümle âşıkların, Ahmet, Mahmut, Muhammet, Mustafa serdarıdır. 07.06.2011…Mustafa YARALI |