diz çöken çocuklar oratoryosugece olunca nereye gider gemiler karanlığa batar su yalnızlığın dişleri çıkana kadar ölüm çocuk uykusu güneşi göremiyoruz penceremizde yağmur küpeştede kuşlar aklımıza gelmezdi başımıza gelenler bütün yönlerden önce sevgilimiz oldu dönence pusulamız kırılınca karıştı iç içe izler patikadan alın yazımıza bir romancı düştü sarhoştu belki de kalleşti başını dizimize koyunca bu kadarını zor yazdı gerisi koro halinde yaşamaktan bezmek gibi çıldıran kuşları vurdu kepaze hayallerimizin peşinde vurmalı çalgılar sustu Tanrının kurbanlarına akıttığı göz yaşı gençlik denen sergüzeşt bilirim nedamet çok eski bir söz kaldı şimdi ağlayın hep bir ağızdan |
sevgiler