Efsaneler Sultanı İstanbulMavi tülden peçeli Atlas’ın yıldızları, Saklı Cennet bulmanın hayaliyle yaşarlar. Vakit şafak sökümü semavîdir hızları, Mor ötesi gücüyle gök kubbeyi aşarlar! Dört yüz ışık yılını gerilerde bırakıp, Yarımadaya iner Süreyya’nın kızları. Mavi tülden peçeli Atlas’ın yıldızları, Büyülenip kalırlar Boğaziçi’ne bakıp! Sol yanında Rumeli sağında Anadolu, İki derya arası firuze bir su yolu... Kuzeyde Karadeniz güneyde Marmara’yı, Yıldızlar göz kırparak yedi tepeden izler. Efsunkâr Boğaziçi yarmasaydı karayı, Kıtalar ayrılırken kavuşmazdı denizler! Yıllar su gibi akar zamanın tünelinden, Yıldızlar terkedemez büyülü manzarayı. Kuzeyde Karadeniz güneyde Marmara’yı, Gören anne anlar ki bir şey gelmez elinden. Her tepeye bir yıldız saklayıp döner geri, Haliç göz yaşı akar derler o günden beri! Yıldız tepelerine binlerce yıl sonrası, Kavimlerin keşfiyle Bizantion kurulur. Antik Çağ’da ışıldar şehrin altın tuğrası, Görenin aklı kalır, işitenler vurulur! Taşı toprağı altın buğusu miski amber, Öyle bir şehir ki bu Hadis’tendir büşrası. Yıldız tepelerine binlerce yıl sonrası, Asr-ı Saadet devri müjde veren Peygamber: Fetholunur dediyse bir gün Konstantiniye, Sekiz yüzyılı aşkın geciken fethi niye? Bin dört yüz elli üçün yirmi dokuz mayısı, Şâhî toplarla çöktü Bizans ufkuna duhan! Surları sele boğdu yeniçeri sayısı... Konstantiniye düştü, Fatih: Sultan Mehmet Han. Ey Ulubatlı Hasan! Al ipekten sancağın, Yeni Çağ’ı açıyor Bozoklar’ın Kayı’sı. Bin dört yüz elli üçün yirmi dokuz mayısı, Fitilini kül eder yağı bitik çırağ’ın. Ne kutlu bir fetih ki yol açıp Rönesans’a, Zulmet fedaîleri bakıp ağlar Bizans’a! Ey kendi vatanında boynunu büken lâle! Vuslata eren düşler hep Kerem Sahibi’nden. İlk fetih şafağında gülümsedin hilâle, Ayyuk söküldü demek Brahma’nın kâlbinden! Kutlu fetih sonrası: Okunan ilk ezanın, Eyüp Sultan da duyar sesi benzer Bilâl’e. Ey kendi vatanında boynunu büken lâle! Susmayacak ezanlar, müjdesidir fezanın! Tek inancı kucaklar cami, havra, kilise; Eğer ki hoşgörünün kaynağı İslâm ise. Meşakkati dünyevî, mükâfatı Ruhanî; Fatih’in duasıyla açılır Dersaadet. Annenin gözyaşından saklı yıldızlar hani... Zümrüt Tepeleri’nde gizlidir yedi adet. Fatih’in gözlerinde Kızkulesi, Üsküdar; Akşemsettin hıçkırır, ağlar Molla Gürânî. Meşakkati dünyevî, mükâfatı Ruhanî; Müjdelenen sultansın, sevabın ufkun kadar... Hangi çağda görülmüş karadan yüzsün gemi, Marmara’nın ardından göl olacak... Ege mi? Ey, Anka’nın gözünden sevinçten düşen inci! Ay ışığı altında Ay’dan parlaktır yüzün. Alemlerin ucunda yıldızların sevinci... Gecelerin böyleyse nasıl olur gündüzün? Temeli deprem kumu gizlenen bambaşka sır, Harca mücevher katan Mimar Sinan bilinci. Ey, Anka’nın gözünden sevinçten düşen inci! Rüzgâr kanatlarıyla süzülürken beş asır; Kızıl akşam ufkunda Haliç’te her saniye, Niçin suyla birlikte yanar Süleymaniye? Müjdeleyen Kanunî, duyan Gülhane Parkı; Zafer çığlıklarıyla yer oynardı yerinden! Ne Itrî’den bir nağme, ne de Nedim’den şarkı; Dinlemeyen gönüller titremezdi derinden. Köprülerin bu günden, Ayasofya geçmişten; Dört sülünü taşırken neydi mehterin farkı? Müjdeleyen Kanunî, duyan Gülhane Parkı; Mehteran coşkusuyla ok fırlardı kirişten. Yedi ceddine rahmet Sedefkâr Mehmet Ağa, Sultanahmet mührünü seninle vurdu çağa! Volkan gibi püskürür fitneyle düşen şule, Bir anda heba olur verilen onca emek. Genç Osman’a ağlıyor, yıkılsın Yedikule; Kalincer Kalesi’ne rahmet okuttu demek! Baskın ve isyanların hepsi kara bir gündür, Öfke sele dönüşmüş, akıbeti meçhule. Volkan gibi püskürür fitneyle düşen şule, Hezarfen’in ödülü: Cezayir’e sürgündür! Utancından silinsin tarih baştan yazarsa, İstanbul’un adına yakışmayan ne varsa. Sükût ikrardan gelir, tarih mumla arıyor; Fatih bir kez başını kaldırsa mermer taştan, Yine sessiz çığlıklar Ayyuk’a dek varıyor, İstanbul’u yeniden fethedecek sil baştan! Boynu bükük lâleyi fetihle doğrultanı, Belki gelir diyerek göz ufkunu tarıyor. Sükût ikrardan gelir, tarih mumla arıyor, Elem sana yakışmaz Efsaneler Sultanı! Simanda uçurumdur tek hüzün kırışığın, Süreyya’nın kandili kararmasın ışığın! ... |
Merhaba,
"İstanbul " sen bütün zamanların en hasısın ! Şiir mi ?Tek kelimeyle : Nefis !
Kutlarım selamlar !