TRAJİK KAZASI
Sendin...
Sendin, gecelerimi aydınlatan, Zifiri karanlıklarda bana gündüzü yaşatan. Sendin... Sendin, mum ışığında yakamozu anımsatan, Gökyüzüne baktığımda bulutlara anlam kazandıran. Sendin... Sendin, kayarak sevdasına kavuşan ilk yıldızı görebilmek için Saatlerce gökyüzüne baktıran, Tenhadaki bir bulutun neye benzediğini dakikalarca anlatan. Seninleydi... Ben, seninle yaşardım dört mevsimi; Seninle bakakalırdım havada süzülen bir kartanesine, Seninle sığınırdım yağmurda şemsiyemin gölgesine, Seninle ortak olurdum yaz günü bir karpuz dilimine. Seninleydik... Bizdik, bir kelebeğin peşinde koşuşturan baharda, Bizdik, dökülen yaprakları tutmaya çalışan güz aylarında. Yapamazdım... Ben, seninle dört mevsim yalnız bir şeyi paylaşamazdım; Zor gelirdi, seninle karda oynayamazdım, Aslında ben seni, soğukta tutamazdım. Ve ısrar edince sen, bu kez dayanamazdım, Sen kartopu atarken, ben karşı koyamazdım, Kim bilir, belki de atmaya kıyamazdım. Ya bugün... Bugün de neyin nesi! Olmamalı bu oyunun son perdesi. Bugün, iki farklı dünyanın insanlarıyız, Oysa daha dün demiştin: Bir elmanın iki yarısıyız. Ve şimdi... Şimdi de beklenen sensin, Çaresizsek çare sensin, Yine yeni yeniden dört mevsim müjdelersin. Zaten sen, bu olamazsın ki ey sevgili! O dün ki bizimdi, O dün ki ikimizindi. O dünü unutamaz, o dünü bırakamazsın, O düne değil bir çizik atmak, tek nokta koyamazsın. Değil misin en sevgili! Haydi! Haydi şimdi, varsayalım bugünü bir imla hatası, Yapmazdık, yaptık bu yolda bir trajik kazası. Gel! Gel ki sönsün bu yürek yangını, Artık kış ayları ve ben üşüyemiyor, üşümek istiyorum. Gel! Topla pılını pırtını, at bugüne ait olanı. Gel, gelmeni düşlüyorum; Kendine gel, seni orada bekliyorum. -Halis İPEK- (Twitter adresim: twitter.com/#!/elliucbinyuz ) |