SENİ KİMLER ALDI (İSTANBUL)
Taşı, toprağı altındı bu şehrin
Yedi tepesi de büyüleyici ve nezih Taksim, Beşiktaş, Kadıköy İskelesi Vuslat yeri her pazar sevgililerin. Bazen de Bebek Boğazın masmavi akıntısına mı vurulursun Rüzgarda savrulan altın sarısı saçlara mı tutulursun... İstanbul, İstanbul... Düne kadar mutlulukların ev sahibi. Milyonlarca çifte kumrunun yanında Hiçbir sevgiyi kapısından geri çevirmeyen Tüm aşklara kollarını açan misafirperver şehir! ...Bugün değişen neydi? Boş ellerimle, tek tabanca havanı solumam mıydı Seni tanıyamamamın sebebi? En kalabalık, en deli dolu, en koca halin gitmiş Terkedilmiş, varoş bir mahalleye dönmüşsün. Artık İstiklal’e de çıkmıyorum O en her vagonu tıka basa bu uzun tren Yalnızları oynuyordu, sessiz, boş, bomboş Bende makinist olmalıydım Yoksa neydi bu kimsesizlikte olmama neden? Fakat bu şehrin her köşesi aynıydı sanki Kadıköy İskelesi’ ndeki şaşırtıcı matemdi Şimdi zihnimde bir şeyler uyandıran Vapurda martılara simit atan kumrular Kız Kulesi’nin büyüsüne kapılanlar Neredeydi Boğaz’ da aşka tutulan balıkçı tekneleri? Ah İstanbul; Seni kimler aldı, Kimler yaşıyordu seni..? Bu zor şehrin tutmamış bu kıvamı Tadı tuzu olmayan, acı veren bu hali İçimde bir ürperti uyandırıyor, Bir gerçeği, bir uyanışı yüzüme vuruyordu "Günaydın" dercesine...! Artık yüzleşme vaktinin geldiği açıktı İstanbul’ un böyle iki yüzlü olamayacağı gibi. Bu gerçekle yüzleşmek istemesem de Düşenebildiğim her an Şunun farkına varıyordum: O’nsuz İstanbul’ u Tanıyamıyorum... -Halis İPEK- |