CAMDAN KALPUzaktaki sevgiliye yapılan yolculuk gibiydi Yılın bu en kısa geceleri. Ne zaman daralır, ne de gözlerin kapanır Ve gök kuşağının altından geçmeye çalışmak gibi Sen yaklaştığını düşündükçe sonu gelmez. Sonundaysa mutlaka yorgun düşer göz kapakların Kurduğun, yaşattığın onca hayalin yükünü taşıyamayarak. Nihayet uzun bir yokoluşun ardından Yeni bir varoluş mücadelesi başlar elinde olmadan, istemeden. Birbiri üzerine mühürlenmiş kirpiklerini Avuç dolusu soğuk suyla, acımasızca Ayırmanın cezası sanarsın Yeni bir Temmuz sabahına uyanmayı Yeniden yalnız bir güne ilk adımı atmış olmayı... ...Hiç de yabancı olmadığım bu ruh haliyle Dünyaya yeni gelmiş bir bebek gibi açtım gözlerimi Hiç kaybetmemiş gibi Ve habersizce, sanki her şey yerli yerindeymiş gibi Tüm sessizliğe ve sensizliğe rağmen. Ve fakat, İlk hemen karşımdaki duvar saatinde buldum kendimi; İçindeki en hayati parçası tükenmiş Durmuş, hiç bir işe yaramaz halde Başa çıkamayacağı büsbütün bir çaresizlik içinde. Akrep çok uzaklarda bir köşede kayıpları oynarken Yelkovanın eli kolu bağlı, hareketsiz... Hemen yanıbaşımdaki perdeyi araladım... Duraksadığım her an, Odaklandığım her varlıkta kendimi buluyordum. Bu kez tüm dikkatim, Elleri cebinde, başı önde yürüyen ihtiyarda! İhtiyar, Elinden oyuncağı alınmış bir çok gibi Mutsuz, karamsar, terkedilmiş, yapayalnız... Hala unutamadığı biri varmış gibi de düşünceli! Sanki buralardan uzaklaşıp, Kendini iyi hissettiği, ait olduğu ve olması gerektiği yerde Olabilmenin hesapları, arayışları içinde. Gerçekten seviyor bu ihtiyar! Ve belli ki üzerinde bir sırma saçlıya teslimiyet var... Geceleri gelmeyip, Gündüzleri karşıma dikilen bu ölümvari uykum Yine sabah saatlerinde buyurmuştu. Ve bu yokoluşun belirtileri olan seraplar..! Gözlerim dalıp gitmek üzereydi, Sol yanımda ise hep aynı çarpıntı! Bir yanda Temmuz sıcağının esaretindeki bedenim, Seraplarla yükselen ateşim, Bir yanda içinde fırtınalar kopan sol yanım. Ve buğulanan bu camdan kalbe; Kısacık, tek bir kelime yazmaya çalışan ben! Farkında olmadan ne yazdığımı anlamaya çalışırken Tekrar bir yokoluş, Bir tatlı huzur, huzur, huz... -Halis İPEK- |
saygılarımla...