DEMİR PARMAKLIKBekledim, Yıllarca bekledim ben bu kör kuyuda. Uyandığımda karşımda belirecek bir çift göze Hazırlandım gelmeyeceğini bile bile. Ve her seferinde sayıkladım adını, Duymayacağını bile bile. Demir parmaklığın karanlığına inat Her sabah yanıbaşımdaki küçük pencereden Güneş gibi doğacağına inandım, Başka dünyaların yörüngesine girdiğini bile bile. Nadiren de olsa uyuyabildiğim zamanlarda Hiç de alışık olmadığım bir edayla Tatlı bir tebessümle açardım gözlerimi. İlk senin sesini duyacağımı, Paha biçilmez o günaydın öpücüğünü alacağımı beklerdim, Birazdan gardiyanın sayım için haykıracağını bile bile. Açık görüş günleri geldiğinde Yatağından ilk kalkan ben olurdum. Önce tıraşımı olur, Sonra en güzel kıyafetlerimi giyerdim Ütüsüz olduklarını, modası geçmiş olduklarını bile bile. Gardiyanın koridorda yankılanacak ayak sesini bekleyemezdim Yüzünü görmekten nefret etsemde, Birazdan senin yine gelmediğini öğreneceğimi bile bile, Ve bugünü de onunla geçireceğimi bile bile. ...Nihayet, bir açık görüş gününü daha Açıkta olmak, demir parmaklıklar ardında olmamak farkıyla Geleceğini, özlediğini ve hala sevdiğini Hayal ederek, Kağıda dökerek geçiriyorum; Çoktan unutmuş olduğunu bile bile, Tüm bunlara değer olmadığını bile bile... -Halis İPEK- (Yorum ve puanlamanızı bekliyorum. Teşekkürler...) |