-MESELE-
Mesele, ne arkaya bakmadan çekip gidebilmektir,
Ne de herşeyi bir kenara atabilmek. Gemileri yakabilmek de değildir, Bilakis herşeye rağmen yanında kalabilmektir mesele... Mesele, erkek adamın ağlamaması da değildir, Bir kadının elini sallayıp, ellisini bulabilmesi de. "Yolun açık olsun." diyebilmek de değildir, Bilakis kaybeden olabilmek, gözyaşı dökebilmektir mesele... Mesele, ne deliler gibi sevdiğini söyleyebilmektir, Ne de onun için canını bile verebileceğini. "Dünya bir yana sen bir yana" diyebilmek de değildir, Bilakis uğruna ölebileceğini, tek kelime etmeden hissettirebilmektir mesele... Mesele, beyaz atlı prens olabilmek de değildir, Güzelliğiyle bir prenses edası takınabilmek de. Bakınca gözlerin alınamadığı olabilmek de değildir, Bilakis kalbine hitap edip, kan dolaşımını hızlandırabilmektir mesele... Mesele, ne her seferinde doğum gününü hatırlayabilmektir, Ne de ondört Şubat’ ta tüm parana kıyabilmek. Her buluşmada "Bu, senin için." diyebilmek de değildir, Bilakis yedi gün yirmidört saat kalbini ödünç verebilmektir mesele... Mesele, süslü püslü cümleler kurabilmek de değildir, Yağmur gibi iltifat yağdırabilmek de. Bitki ve hayvan isimleriyle sevimlilik katabilmek de değildir, Bilakis gözleri, kalbin aynası yapabilmektir mesele... Mesele, ne çıkabilmektir, ne asılabilmek, ne karşılık alabilmek, Ne de hergün bir başkasıyla yürüyebilmek. Hülasası, hüner olan bulabilmek de değildir, Bilakis bir ömür onu bekleyebilmektir mesele... -Halis İPEK- |