Paran yok diye
İnsandan kıymetli kâğıt parçası,
Köpekler ürmüyor “paran yok” diye. Garibin yırtıksa yaka paçası, Hiç kimse örmüyor “paran yok” diye. Hâşâ mabut gibi, neme nem şeymiş, Ona tapınana din iman neymiş? Ona kıyam eden, ona baş eğmiş, Allah’ı görmüyor “paran yok” diye. Katı muhannete kucak açana, Mihnetle yüzsuyu döküp saçana, Arkasını dönüp kaçan kaçana, Selamda vermiyor “paran yok” diye. Allameyi cihan olsa bir kişi, Cepleri delikse, bozuksa işi, İyi gün dostları çekince fişi, Dostlukta sürmüyor “paran yok” diye. Nasıl gücü varsa? Kul eder kula! Körpecik canları çevirir dula, Yoksulun yanında zengin ne bula, Bir minder sermiyor “paran yok” Nakit tuzağına her yol şahane! Yalan binasına, renkler bahane, Hastanın; hastane, doktor eczane, Derdini dermiyor “paran yok” diye. Makamı mevkisi olan biriyse, Kolları çok uzun, gölge iriyse, Sözü kanun gibi,hükmü diriyse, Zenginler germiyor "paran yok" diye. Hastalık hastası olan paralı, Ya devasız illet, ya da sara’lı, Edebinle otur, sus be yaralı, Aklında ermiyor “paran yok” diye. 28.04.2011…Mustafa YARALI |
Asırlardır hep aynı her asırda kılıf hazır
demekki mucadelemizi tam yapamıyoruz
duyarlı yüreğe hürmetlerimi sunarım
selamlar...