Asi Gecenin ZehriÖmrün patika yollarında Sonsuzluğa karışırken haykırışlarımız Zamanın ardına düşer gözlerimizden Gözyaşlarımız Utangaç hayalin perdesi çekilirken önümüze Parmaklar arasında birleşirken avuçlarımız Karanfil kokulu nevresimler, kin kusarken nefesimize Karabasanlardan mamutlar düşer sisli gecelerimize Aşka olan yolculuğumuz, asırlar öncesinden başlar Âdem’le Havva yerken yasak elmayı Şarap kokulu mahzenlerin buğulu camlarında Asılır aşka olan yalnızlığımız Geçmişin mağaralarında çırpınırken yüreğimiz Bir kelime için susar dudaklarımız Mevsimlere hasret kalan sevdamız Kar taneleriyle düşerken sararmış yapraklar üstüne Aşk adına giydiğimiz esvaplarımız Parçalanır üzerimize Çocuksu sevinçlerimiz gözyaşlarımıza da avunur Salınır karanlık gecenin çirkin yüzüne Geçmişin düş süvarileri geçerken gözlerimizden Göz göze bakarken hayallerimiz Tapınak şövalyeleri kılıç sallar yüreğimize Karışır gider soysuz gecelerimize Yıldızlarımız söner, gri bulutlar çöker üzerimize Gökyüzü yarılır iner yeryüzüne Yağmur sağanağında ıslanan bedenlerimizden Asırlar öncesinin kirleri dökülür ellerimize Sevdayla beslediğimiz ruhumuzun, ovalarını sular basar Sinemizde sönmeyen ateş çamurlarla sıvanır Beslediğimiz umutlarımız bataklığın özüne karışır Nilüfer çiçeğinin özü olur, gözyaşlarımızın sözü olur Umutsuzca göz kırpar her sabaha Asi gecenin zehri çökünce içimize İsyanım asileşir asırlar öncesine Dilimden küfürler savrulur seneler öncesine Geceler diz çöker yılarımın önüne Hayalin felaketim olur Yine sensiz bırakır soysuz gecenin yüzüne |
İsyanım asileşir asırlar öncesine
Dilimden küfürler savrulur seneler öncesine
Geceler diz çöker yılarımın önüne
Hayalin felaketim olur
Yine sensiz bırakır soysuz gecenin yüzüne
Güzel final kutlarım sevda dolu yüregini,saygılarımla....