İnsan sonsuzca mahvedilebilen bir mahvolmazlıktır.
Maurice Blanchot
‘Yaşamak neden böyle içler acısı, neden bir uçurumun yanıbaşından geçen daracık bir yol gibi’..
v.wolf..
bakın dedim köreldi gözlerim yazmaktan görün dedim intihar kokulu kınalı gelin çiçeklerimi nasıl dedim düştü elimden ıssız bir gece sabaha alın dedim sizin olsun yarenlerin taşlama sedaları bırakın dedim ben istemiyorum gülden bozma maviaşkları unutun dedim yaralı kuşlar gibi merhamet bekliyor ruhum duyun dedim kanamıyorum artık eşkıya türkülerine acıyın dedim kanatlarım çırpınmaktan yorgun deva bulun dedim yarama...
yaşamak dedim dizgini geminden kurtulmuş bir deli taydır dostum gaddarlıkla süremediğimiz kibrimiz kadar toy şaha kalkmaz, eyeri yoktur sıyrılmaz solukların yeleleri savrulmaz rüzgarda, ayarı bozuk dünyanın
dünyayı kurtaracaktık oysa hırslarımıza düçar olmasaydı cesaretimiz kral sanmasaydık kendimizi masallarda taçlara heveslenmeseydi başımız yollar böyle uzak gelmeseydi ayaklarımıza bir vedaya sığdırmasaydık merhaba niyetlerini dünyayı kurtaracaktık oysa dualı yakarışlarla
diyorum ki şimdi ey hipokrat yemini içmiş doktorlar iyileştirin beni, iyileştirin bozuk düzenimi vurgun yemiş iklimime biraz anestezi düşten kalma ezikliğime biraz morfin merhemi ve can çekişirken boşlukta ölüme yontun beni
ve ey bilinmez alemlerin azizleri ey kendini bilge sanan dalkavuklar kolaysa; özgür’lüğe kutsayın beni teminatlarım tükendi üzerimden kaldırın artık gözlerinizin ipoteğini püskürtmeyin ruhuma inlerinizden çıkma kin’inizi asın beni asın darağacına yerin yedi kat dibine gömün beni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yaşamak dedim dizgini geminden kurtulmuş bir deli taydır dostum gaddarlıkla süremediğimiz kibrimiz kadar toy şaha kalkmaz, eyeri yoktur sıyrılmaz solukların yeleleri savrulmaz rüzgarda, ayarı bozuk dünyanın
Rüzgar hep aynı yönden esmiyor malesef. Kimi zaman vurgun yiyor gülüşlerimiz kimi zaman kefareti ağır inançlarımızın enkazı alıtında kalıyor uykularımız..Sabah yinede oluyor. Herşeye rağmen
Hayat böyle dalgalı böyle cilveli...Ne yapalım
Tüm gelgitlerimize rağmen rüzgara inat umutla dönen rüzgar gülü olabilmekte maharet sanırım..
Off canım benim dağıttın usumu
Sevgilerimle
Ela_su tarafından 4/22/2011 2:30:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
ey insanlık inliyor şairler elinziden kendinize bir çekidüzen verme vaktiniz doldu mühlet yok artık size ya kendinize gelin ya gömülün yedi kat karanlıklara şeytanlarınızı da alarak yanınıza
...
sesini duydum canım çoğalsın dilerim............... EYVALLAH VE SEVGİYLE FULYAA' M.
Şöyle uzaktan bakıldığında, sular-seller gibi akıp giden bir şiir gibi durmakta Ancak yaklaştıkça, insanı içine çeken bir cazibesi olmadığı hemen göze çarpmakta
İlk iki bölüm sanki kendi başına bir şiirmiş gibi yazılmış.Zira üçüncü bölümden itibaren şiirin ses rengi ve çatısı revizyona uğramış. Belikli bir kararsızlık hakim olmuş şairin aklında.Acaba birleştirsem mi, birleştirmezsem mi bu bölümleri gibi…
‘’ yaralı kuşlar gibi merhamet beklemiyor ruhum duyun dedim kanamıyorum da artık eşkıya türkülerine acıyın dedim kanatlarım çırpınmaktan yorgun deva bulun dedim yarama’’
Şiirinizden alıntı yaptığım bu bölümde bir çelişki söz konusu . Nasıl mı? ‘’merhamet beklemiyor ruhum’’ dedikten sonra, alt dize de ‘’acıyın, deva bulun dedim’’ gibi…
Final, okuyucu için en vurucu yerdir her zaman.Oysa siz ne yapmışsınız, öldürmüşsünüz finali
Bakınız:
‘’ urganımla yerin yedi kat dibine boşluğa gömün beni’’
-yerin yedi kat dibi ve boşluğa gömün beni-
Yerin dibi dedikten sonra, boşluk kelimesini kullanmaya ne gerek vardı?
Şiiri imge/selinden kurtarmakta fayda var. Bir şiiri imgelerle boğmak –neden- diye düşündüm durdum okudukça.Dizeleri bu kadar kasmayın lütfen!
harika..