Lüsyenergen düşlerin avuçları terliyor kış gecelerinde çete savaşlarına benziyor ihtiraslı sevişler kanırtıyor yüreğini tarifsiz bir efkâr bereketli serçelere karabasan büyüsü yapıyor sakallı teyzeler adem elması gırtlak dansı yapıyor hıçkırık sokağında sarp yola sapıyor şehvetin çocukları sızlak bir kahkaha yanıyor satanist kuyusunda ardından mevlit ilani veriyor sürmanşet gazeteler.. infilâk olup dağılıyor çocukluk saçları tekil sancılar çoğul yalnızlıklara dönüşüyor karton evlerde elma kokulu geçmişe ağlıyor plastik bebekler sedef küpeler kulağında gelin olduğu gece kemiksi bir yüz ifadesi korku makyajı ruj ormanında yalın ayak kalmış bir bebek rimel parkında salıncaktan düşmüş bir çığlık gibi katreler.. çarmıh tadında bir yüzük parmağını çıtlatıyor tap taze kokar toprağı ölebilseydi eğer inziva nikâhı mihri sonsuz gözyaşı surelerle kınalanmış pempe patikler süt kokan ağzı şarapla yıkanıyor kırmızı sardunya dikili pencerenin önünde gazel ninnisi söylüyor.. ’sen idam mahkumuna sorulan o sorusun’ lüsyen... |
yüksek ses...
tebriklerimle Feyza ...