İki vakit sonra...!Hüznün yönü bahara dönük… Yüzünde okyanus izi… Ve sözlerin sevgili, Hazarın keskin dili! Köhne karanlıkların nöbetinde Açma üstümü giderken Bırak kalsın kokunun sindiği birkaç anı… İnceden bir sızı ile İdil nehri şahittir Yok oluşlara ey kalbimin ağrısı! Bakma öyle kalabalık oluşuna ruhumun! Bir oltu bir de demli çay Ve gözyaşına bahane tütünü kokmuş sigaramla Yalnızım sevgilim… Heba edilmiş ömürlerin Sabaha çıkmış kör ayazlarında Emanete izah yoktur sevgili! Kırk yerinden lanet yemişse depremler, Yine de döndürülebilir mi çocuk bahçesine yürekler? Hangi suskunluğun üstünü örtmüştür ki renkler Şefaatinden medet beklerken dünler? … Günahlar boynumuzda kalmışsa sevgili, Suçlu değildir Öteki olmuş yalnızlıkların tan vakti! Eğer işgale uğrayacaksa ve Şuursuzca yaftalanacaksa gitmeler Urganlara gelsin sessizliğim! Ben, Gelişin kadar gidişini dahi severken… Sen; Hiçbir masumiyeti tek kurşunla öldüremezsin! |