Yek
Sevdamın sırrını aşk şarkısı yağmura söyledim…
Üstümde hasretin kızıllığı kokarken Ve elem bakışlarımda batarken meşk Azığım olsun kıyamete kadar nurlu gülüşün… Ne ‘yar’dan; Ne ‘aşk’tan sıyrılabildim…. Karışırken şafakta dizelerime üç harfliler Aşı, suyu, güneşi bilmedim… Gönlümdeki geçim kaygısına Rızık olup uğrarsın diye bekledim…. Gözüm geceye eş olsun ki Gidişinden sonra ki Her sabah yüzüme sevdanı değirdim… Denize ve arşa karşı savuruyor saçlarımı rüzgâr Dingin bir lacivert sessizliğinde Yüzün bir kadeh oluyor Tuna gibi nazlı duran Sözün şarap yıllara meydan okuyan… Bile bile harama el uzatıyor da gönlüm Ah etmiyor… Sevdanın pususuna düşmüş debelenirken Yek kalmayı ve Güle değil küle dönüşleri keşfediyorum… Şimdi ben eli yüzü çamur taşralı bir çocuk Endamlı sabahlara toz pembe hayallerle uyanmayı çoktan unutmuş…. Ve emanet kalemim Bir şiiri daha Yalnızlıkla kapatmış…. Dâr-ı Bekâ |
Ne ‘aşk’tan sıyrılabildim….
Karışırken şafakta dizelerime üç harfliler"
merakımı mazur görün lütfen, bu üç harfliler cinler mi?