Gel!Şiirin hikayesini görmek için tıklayın "...geceler feda olsun,
ve üstü kalsın canım! can sağ olsun canım, sen gelme, ben beklerim!...A.KINIK...
Kavuşamadığımız anlar kadar karadır gözlerin
Elif emsalidir gözünün gözüme ilişmişliği Gururludur… Lekesiz…. A gibidir kimi zaman Çok sesli….mağrur…sonsuz…. Kayıp karanlıktan dert yüklü gözlere akarak Gel ben beklerim! Rüzgâra izin verme… İlişmesin saçlarıma buselerinden evvel… Muhakkak ve mutlak arasında Ağıt yaktırma he gibi… Gel ben beklerim! Asimetrik tasvirlere gücüm yok benim İmanıma yerleşmiş hasretliği sur’a niyet üfler, Ve ruhumuzun; Hasretlendikçe arsızlaşan ruhumuzun Nazarındaki nemi silerim… Gel ben beklerim! Uykusuz, susuz, telaşlı yüreğime Bir aman ver sevgili… Vav gibi kıvrılayım… Uyut beni… Yusuf’un kuyusundan içir sevgili Yahut Ferhat’ın el emeğinden…. Karınca telaşı dindirir gibi dindir sevgili… Belirsizlik tereddütsüz cüret ederken El koymaya ebede Gel ben beklerim! Sihirli lambam ve el sürdüğümde Var olacak dev cinim yok… Seni, seni, seni diye Dileyecek üç dileğimde yok… Ki bilirsin sevgili, Ben dilek sevmem! Lakin Gel ben beklerim! İmkânsızlığın örgüsünde yaradanın Bir ters bir düz düşürdüğü iki düğümüz… Beklerim sevgili, Badireli yolculuğunda Son nefeste de olsa... Yağmur çamurda, günde gecede Gel ben beklerim… |
Saygıyla.