Gönlüm sevincini işportaya çıkardı Ünlü Cadde’de, Ilığımsı yağan bir kış güneşi hüzmesi gözlerimin bebeğinde. Arka sokakta duvarlar boyalı sevda cümleleriyle, Hava soğudukça terimi arttıran bir sıcaklık var içimde, Sokak köpeklerinin ayak bastığı izleri takip ediyorum, Dönüş yolu uzak mesafede!
Ama gerçek mekandan ırak değil us, Yürüdükçe diyorki ne varsa içinde kus. Ve o an sessizliğin zafer mitingi, Ünlü Cadde Tahayyül, Arka sokak heyecanları gözlerimden dökülüyor kül kül. Erciyes yakıyor kulak zarını tekrardan, Söz verilmiş soysuz yatağımın davetiyesinde, Issız çölleri yakıyorum.
Raks meyan köküyle kaynatılmış cezvede, Ben kahve istiyorum orta şekerli. Jakoben düşlerinde bir jelibon daha ağzına düşüyor ufaklığın. Çay yeter gayri, Düşünmekten suratında sivile çıkmış aynanın. Dolana dolana son yurdu aynı mekanın, Şiir biriktirmekte sabırla heceleri.
Oranın gideceği bir yer de yok, Bir yerim de yok hayallerimden başka. Ki hayallerini bir fincan kahve arzusuyla yaktı emelim. Yüzümün en güleç mesafesinde başka gözlerdeyim yine Ve aynı soru tekrar tekrar üzerime sıkılıyor insancıklardan: -‘Ne oldu,bir derdin mi var?’ diye.
Hep aynı toprak üzerine yaşayan ve demlenen, Bir ara bilinmeden boşluğa dökülen titreyişler iken dünyada, Ana şefkati gibi sineye çekilen en zor anların, Yalancı hayallerinde iken yumulmuş kahır Ve son macera geminin kıçında iki hece: ‘Ölüm!’
Diye düşünürken bir merhaba vermeden kapıdaki Veli abiye, Çekip gittim ve kitaplarım düştü yeryüzüne. İnsanlar kahkaha atıyorken yeniden defalarca birbirlerine, Ben de aynı şeye gülmekten muzdaripliğimle yeniden, Güldüm;bu geceki son gülüşümdü bu!
Sokağa zor attım kendimi,kalbin sıkışlarını bunaltan yerde. Meydan’da iki aşifte soluk soluğa kıkırdamaya başladı. Pastırma kokan camilerden midem kalkmışken bu şehirde, Şimdide geceye giden yolda sokaklar bunaltıyordu beni. Yetim battaniyemi özlemiştim ve onu geçen görmüştüm. Hatırladım durdu dünya.
Bir battaniye kadar kimse bana sadık kalamamıştı, Bende sadık değildim ama;sadık kimse kalmamıştı. O battaniye hüzünlü bir eda ile geçen gün bana bakıyordu. Sırtımı sıvazlayan babacan tavrı ile diğer battaniyelerin arasında Mahzun bakışlarıyla bana bakıyordu yeniden. Beni sardığı günleri,o da benim onu özlediğim gibi özlemişti.
Ama ayrıydım ve meydanda gözlerin aşiftelerin kıçlarına baktığı yerde, Nefes alışverişlerimi hızlandırıp kelepçeli gecenin üstüne, Gerçek bir roman okudum biraz önce.
Elimin soğuk demire değdiği noktada dondu parmak uçlarım, Serseri bir sevdanın tükeniş destanını yaşadım. Cildi olmayan pahalı bir kitaptı benim canım, Ve canımdan azat ettim can dediğim canı.
Oysa arabaların acı kornası gibi değildi. Belki biraz vapur ya da;evet,evet ya da; Bir bebek nefesiydi.
Öylece bakakaldığım saatlerin hesaplarını soramadan edemedim. Vidası olmaya göğüs uydumu parçalatıp hasretlere, Geride zamanı olmayan motorlar bıraktım dünyaya. Kimi hala ben de böyleyim diyordu; Kimi de olabilirim diye hayal kuruyordu.
Ama ben hayal dahi kuramadıkları yerde; Ağlıyordum her nefesimde bileklerimden.
Satışlar güzeldi bugün işportasında hayallerin. Geri döndüğümde bir sebep bırakmadım dalga dalga saçlara Esrarında kalmış birkaç delikanlıya.
Ünlü Cadde tahayyül oldu aktı gözlerimden bu gece. Son aralıkta tarihi besleten taş kaldırımını geçince, Durdu zaman ve girdi içeriye her şey en baştan.
Ne bunun,ne şunun ne de bir başka şeyin acısı kaldı yürekte, Son söz gibi yitip gitti muhtaç olduğum canın kendisi, Ellerim hala üşürken raksına küsmüş cezve misali.
Ünlü Cadde tahayyül olmuş;sen gibi. Şimdi yalnızlıklarda kendini bıçaklama vakti…!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ünlü Cadde Tahayyül olmuş;sen gibi...! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ünlü Cadde Tahayyül olmuş;sen gibi...! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.