Sana sus(a)mak...!Bekleyişler kavuşmaların ateşini yakarken, Daha çok anlatacak şey varken susmak, Eylülde isyan olunan bir aşk Ve baharlarında sırılsıklam ıslanmak! Daha çok anlatacak şey varken...! Mesela, Bir Haziran gecesi gönlün bamteline dokunan Senli hasretleri ve sana dolan saatleri anlatmak! Gülleri koklarken mesela, Bahar gelmiştir ya hani! Hani pembesi,beyazı,rengarek cümbüş ile; Açmıştır ya şehrin her bir yanında. Ve o güzellikler arasında, En güzel hislerle dolup boşalırken şairler gibi, Sadece senin için yazmak...!
Daha çok anlatacak şey varken Gözlerin gibi ıslattığın yeryüzümde, Donakalmak bir yaz gecesi ılık özleminde mesela. Hani gözlerini kıskanan yeşil ağaçların tertemiz nefeslerinde, Saçına papatyadan taç yaptığım hecelerimi dizerken, Bir anda yağan yağmur ile ıslanmak!
Gamzene değen ilk Nisan öpücüğünü İnci dişlerinde tüttürdüğün sevgi nefeslerinden salıp, Benim yanındaymışçasına seni sardığım an gibi!
Mesela, Hiç yaşamadığım bir baharı yaşamak hayalindeyken, O hayal ile her gün seni daha fazla severken, Hiç olmadığı gibi bir gün senin de, Senin de gün gelip hata yapmayı özleyeceğin ana kadar; Susmak...! Kırmızıya yeşil,yeşile mavi,maviye beyaz der gibi...! Her şeyin bir anda dağıldığı gönül odasından çıkıp gelen, Aşkın efzun sayılan zül hali altında donarken güneş altında, Daha çok şey yazmak varken bulutlar için,yağmurlar uğruna. Hatta denizi dahi yazmak varken bir imbat serinliğinde, Taze balık;yanında sebil ayran bir de!
Sonra sefanda cefanı silen düşlere salıp beni, Sensiz rüzgarlardan korkmak vardı yine o yaz geceleri. Daha anlatacak çok şey varken... Daha yazılmayı bekleyen Nisan akşamlarının, Ege ile dost çam ağaçlarının yapış yapış balına dokunurken, Parmak uçlarında yaşlarının yapıştığını hissetmek gibi; Susmak...!
Belki de senin de güzel gözlerini açtığın an tekrardan, Seni bekleyen baharın yeşil sularında simanı aksettirirken, Hiç yalan atamayan beni benden soramadığın bir an gibi Düşüp ellerinden yere, Çiğnenmek ardı/n sıra günlerce sokaklarda...! Mesela gönül o kadar çok şeyi söylemek isterken, Bursa’da bahçemde çiçekler açarken rengarenk, Seni görmesem de seni düşünmek varken Haziran’da... Simsiyah gözaltlarımın en kuytu sokağında yeniden, Bahar gelmiş gibi sevinmeyi istemek…! Daha çok anlatacağım şeyi senle yazıp, |
Eylülde isyandır aşk;
Nisanda sırılsıklam ıslanmak!
çok dokunaklı bir şiir okudum kaleminiz daim olsun.