DÜŞ’ÜMDEN ARTTIRDIKLARIM
Bir yaprak düşse ellerime…
Sussa ağaç benimle… O ilkbaharı istese için için, Ben seni istesem sonbaharım… Ağaç sussa… Ben sussam… Sustukça susasak mevsimlerimize… İki lafı bir araya getirmesek… Bir düş kursam gariban gölgesinde ağacın… Tutulamayacak sözler versek birbirimize… Saçlarımda sonbahar yaprakları, Tenimde hüzün kokusu, Dudaklarımda tatlı tebessümlerimle gelsem sana… Akşam el koysa tüm zamanlara… Hiç doğmasa güneş… Yağmur, emir kulumuz olsa hiç durmasa yağsa… Yağsa… Yağsa… Ahh ! ne çok severim ben… Bir şarkı çalsa hicaz makamında… Kapkaranlık kederlerin üzerinde dans etsek… Aklımız başımızdan gitse… Sesin kulağıma fısıldasa en tutkulu sözleri… Sesin seslerin en güzeli… Ellerin dokunmaya kıyamasa, Bir sonbahar rüzgarı okşasa tenimi sevdam… Zamansız arzuların uğultusunu dinlesek… Zamanın koynuna saklansak… Ömrümüz geçse de gönlümüz geçmese bu sevdadan… Her şeyi paylaşmaya ant içsek… Tenimizdeki teri bile… Senin hatırına dikensiz bir gül olsam… Acıtmasam… Dokundukça akmasa içine gözyaşların… Amaçsız, sonsuz bir yolculuğa çıksak… Hiç bakmasak ardımıza… Önce bir suyu izler gibi izlesen beni… İçmeye kıyamadan… Baktıkça susasan... Şiirsi dudaklarından dökülse sevgi sözcükleri… Pencereyi aralasak, geceye düşse gölgelerimiz… Soluklarımız karışsa birbirine… Sevdaları temize geçsek tenimizde… Kapansa perdeleri zamanın… Yapraklar dökülse üstümüze… Ağaç sussa… Işık ölse… Sonunda ölüm var… Biz de ölelim mi yar söyle ? Ayşegül TEZCAN 18/05/2007 |