Toprağın Kızı / Ateş Rengi Şaraptı KirpiklerinToprak ile seviştiğinde sonbahar Ben doğdum telimle duvağımla Büyüdüm masal sokaklarında Susmayı öğrettiklerinde bana Çığlıklarımı sardım dişlerimin arasına Ellerinle dokundum dudaklarıma İkide bir bavulumu hazırladım uzaklara Açamadım vuslatın kapısını Yoktun… Oturdum kaldım yüreğinin ortasına Üzüm gözlerimi kapatmadan daha Bağlarında yeşerirdi hüzünlerim Ateş rengi şaraptı kirpiklerin Sarhoşluğum hep bundandı Yoktun… Günlerin adını aldığında ismin, Sana uyanıyordum her sabah Toprak annem hüzün giydiriyordu Soyunuyordum kurumuş yapraklarımı Cümle alem görüyordu… Aşka geliyordum Toprak kokuyordu da düşlerim Bir sen uzatmıyordun şiir ellerini Dilimde suskun bir alfabenin karanlığı Denizler inadına maviydi senin için Ve unutkandı gökyüzü Sen yoktun… Çığlığıma tutunuyordu yıldızlar Gecenin karanlığı öksüzlüğümden Dilimde bir inkârdı uzaklar -ki Sesin yakın geliyordu şafak vakti Güneşi yakıyordum hayali kavuşmalarla Dar zamandı… Sesim donuyordu… İsmin düşmüyordu dudağımdan Sukut vuruyordu mührünü öldürürcesine Senden habersiz seviyordum affet… İzinsiz… Düşlerden kalmaydı gözlerinin buğusu Ve sözlerini çalıyordu gece Yoktun… Her sözün sabahtan akşama Kanla karışık yağmur yanaklarımda Dudaklarım Eylül’e benziyordu Koşmuyordun. Geç kalıyordun bana Acımasız bir hayattı ellerimden tutan Ölmüyordum da… Az kalıyordum hayata. Yoktun. Fulden gamzelerimde sen kokulu vuslat Baktıkça derinleşiyordu gözlerim Yüreğime komşu olmayan ülkelerin Gözlerinin sınır dışında üşüyen düşlerim. Geceler kitreli, acı bir h/alaydı Yüreğimin içine girdiğinde Kuraktı dudaklarım çoraktı… Dağ uyuyordu dağın koynunda Vuslatın güneşini öpemedikçe Zehirliyordu göğsümdeki derin sızı Kavuşacağın dağı unutuyordun düşlerinde Yoktun… İki adım ötemdeydin Yanlış bir zamandı Ah benim en güzel düşüm Gözyaşlarımı öpüyordun sormadan Ölümün gölgesine hayatı örtüyordun Ellerine tuzaklar kuruyordum Saçlarımdaki yalnızlığı okşadığında Kirpiklerimi aralıyordum durmadan Sevdalı her hücremde zemheri ayazlar Ellerime ellerini soruyordu biri Adı “kader”di… Coşuyordu ansızın İsmini kazıyordu yorgun alnıma Yoktun… Yüzün yüzüm oluyordu bir an Dudaklarına gömüyordum öpüşlerimi Sancılı yıldızlar söndüğünde … Senden habersizdi gece Gözlerinden kıvılcım çalıyordum Yürek yangınımı kundaklıyordun bilmeden. Yoktun. İşte bu yüzden Açılmamış bir goncanın gizinde Hiç yitirmedim seni… Kavuşmadım da… Zamanı biriktiriyordum Her yanım ölümüne vefa Her yanım tahammülsüz cefa… Açılmayan kapıların ardında İzini sürüyordum… Ahh yar Yüreğimde ne çoktun… Temmuz 2008 Ayşegül TEZCAN |
T...................................S
E...............*...................A
B...........*...*...*...............Y
R...........*...*....*..............G
İ............*...*...*...............I
K.............*..*..*................L
L................*...................A
E................*...................R
R................*....................
..................*....................
.........TEŞEKKÜRLER.............