Gözlerimden Akan Güneşle IslanŞiirin hikayesini görmek için tıklayın “Geldin! Hoş geldin!” diyerek her yol başında yalnız, yalnızlık karşılar beni.
Gönlüm garip bir kuştu ve sevmek en büyük suçtu. Yıldızlar geceye uzandı. Sözün gümüş olduğu zamanlardı… Sustum… Sukut altındı… Ve en zoru içinde ölüm olmayan ayrılıktı. Elimi son defa yüreğime koydum. Öldü düşgüzeli… Gece, gözlerimi çaldı. Yıldızlardan kayan bu mısralardı. Avucumda ise gönülsüz bir “eyvallah” Ağrılı sol yanım Ağlamaklı günlerim zindan Gülen fotoğrafım kocaman bir yalan Rüzgarla savaşan saçlarım Siteminle kırık kanatlarım Hiç bilmediğin siyahım, kan revan. Gönül yangınım, dört mevsim güz Küskün bir sukut ile sevdiceğim Can alıcı her mısrayı Yüreğimden süz… Uzaklar en yakınmış bazen Sararıp solmayan gözlerinden anladım Geceler yoksul bir yankı Yarınların günahkar kuşkusu Sevda olup açtığın eller… Yaşanmadan terkedilmiş yüreğim Kırık bir merhaba Yüz göz olma. Anla beni… Yine de… Kanayan düşlerime gülümse Gizli saklı, çilekeş hülyalı Sızıları yüreğimde öğüt. Umut dolu nehirlerime savur maziyi Ardında sözlerimin yaralı matemi Canımı yakan ümitleri unut. Adını taşıyan kitaplar arasında Sessiz gözyaşlarımı kurut. Her damla nefes olacak sana Unut artık ölümü, Ben ç/ağladıkça unut… Bitti iğneli ayazlarım korkma Güzümün topraklarından sıyır ellerini İnatçı gözlerime sür yüreğini Avazım çıkmazken aşka Saçlarımın dalgalı hüznüne bakma Avuç avuç dualarımı al Uyan derin uykularından… Uyan… İçini ısıtan gülüşlerimi çarp yüzüne Gözlerimden akan güneşle ıslan… Ve anla artık Hiçbir rüzgar kavuşturmadı ya Hiçbir fırtına da ayıramaz seni benden… Mart 2008 Ayşegül TEZCAN |
İçini ısıtan gülüşlerimi çarp yüzüne
Gözlerimden akan güneşle ıslan…
Muhteşemdi...Beğeniyle okudum.
Tebrik eder, selamlar, saygılar sunarım.