Sakın yok bişey deme!Sakın yok bişey deme! Bu kadar düşüyorsan üstüme Ve gülüyorsan yüzüme; huylanırım elbet! Yoksa doktorlar çok az ömrümün kaldığını mı fısıldadı kulağına? Yoksa benim gibi bir serseriye, kavgacı deliye, Çapkın bir hergeleye bu kadar iyi davranmazsın sen öyle değil mi? Haydi söyle yoksa kıyamet falan mı yaklaştı? Hiç öpmek için yaklaştırma dudağını dudağıma, Hem öyle şeyleri sevmiyordun sen, öyle diyordun... Yapma diyordun her defasında, olmaz deyip kaçıyordun... Bir kerecik olsun güvenemedin bana, şu kadarcık inanamadın. Beni sevdiğine inanmıyorum dediğin günde kaldı benim hayallerim. Kocaman bir yalancısın sen derdin her defasında, Tiyatrocusun zaten, çok iyi oynadın benle olan rolünü derdin... Hani yaralı bir kuşu parçalayan bir kediyi görmüştük de; Kedinin o acımasızlığını dahi bana benzetmiştinya sen, Öcüydüm ya senin için, kandırıkçıydım ya, Ne değişti şimdi? O zamanlar nasılsam şimdi de aynıyım. Ben hiç değişmedim, yoksa sen mi değiştin? Söylesene! Tamam sütten çıkma ak kaşık değildim ben de biliyorum, Ama vallahi bikerecik aldatmadım seni, Seninleyken hiç bakmadım başka bir kıza Ve ben sana hiç yalan söylemedim... Herkeslerle kavga eden, herkesleri döven ben; Sana sesimi bile yükseltmeye kıyamazdım, Gözlerine bakarken içim titrerdi, Ve sen bunların hiç birisini görmüyordun, Herkeslerin baktığı gözle bakıyor ve de serseri muamelesi yapıyordun bana. Şimdi benim öksüz kalan duygularımın, körleşmesinden başka; Ne değişti ki söylesene! |