köklerine unutkanlık tutunmuş aşkların, gülümseyişlerin, özgürlüğü arayışların
bir matemi vardır elbet günü geçmiş de olsa yakılacak;
bağır bağır bağırılacak...

mutluluk denen muamma hangi romanın; kaçıncı sayfasında
sonsuzluk iksiri, hangi gökyüzünün kirli, gri sofrasında
oturulmayı bekliyor yanına,
mavileşmek için...

tütün kıvamında yanmayı bekleyen yürekler,
sürükler bir yüreği daha yanına, kurunun yanında yaş
küçük bir dokunuş, bir parça özlem, koca bir savaş
turuncu ağızlı, mavi gelecekli, öpücük yakıcılığında hayaller
geçmişe bakıştan mütevellit geleceği şüpheli vakalar
"seçilmiş ruh"larını koyun koyuna verip suretlerini saklayanlar
heryerde
sende
bende
ve ayrıca;
sen de
ben de
içinde...

kürek kürek hastalık, biraz göz kataraktı, nasır tutmuş eller
ayaklar, kollar, beyinler, bilekler
nasır tutmuş, içine bir damla dahi ılık giremeyen yürekler
susturulmuş, kusturulmuş, artık içinde kusacak bir şeyi kalmamış körler
aşağılık kompleksi törpüsü, beyin cilası döngüsü, alışveriş,
satışveriş, kakışveriş, unutma terapisi, medya şizofrenisi,
sürünüşler, sürüngenler, sürgünler
hep sürgünler, bir ruhsuz ovadan, bir başka ruhsuzuna
kimse toz konduramaz keyfimizin nazına, sazına,
ve ayrıca
sen de
ben de
içinde...