Zurnada Peşrev Olmaz…Geçmiş zamanlardan çağırıldı söz “zurnada peşrev olmaz”… kuralsız göçlerde çalındı hayat bahtın sesinden düşenle avuçlandı z/aman… … Gittiler… anıları sırtlarına vurup çarıklarında doğan güneşle alışık mevsimlerdi el/veda evliya çelebi söyledi doğruyu zurna denilen boru pirinç, tunç ve gümüş maden teninde ne çok düş soyundu… … geç kalan gidişlerdi yol alan diyarlar kırık akortlarda geçen boru sesi telaşlı hüznü dizginlerinde tutan göç bağırır toprak yalın ayak… nefesinde yarım tiz bir nota tohum ekili bir annenin karnı diğeri eteğinden tutamaklı dudağından yayılır kalk sesi ova, dağ, bayır ayak izi eğri boyunlu borunun dili tortu savaş artığı, tan bulaşığı “nay-ı Turki” kutsadı “nefir-i rihletler” üfledikçe sıklaşan ayrılık saati eski bir deyiştir güne kalan zurnada peşrev olmazı. atlı mehterin çığırtkanı gidişine koşumlu nal seslerinde esrir perdesiz gidişlerde yoğrulur insan seli Türklüğün şanından kalma tutku, musiki haydi, kalk borusu… bir eli dizgin biri eli boru dudaklarda semai solosu tuğ çaldırırken, göçlerden geçti zamanın biri belki de bir savaşın yorgunluğu… kaynayan dünya kazanında ne çıkarsa bahta okudu zurna peşrevsiz yanıyla Heyy bee düstursuz zaman, bu şiirde kalsın Türklüğün şanına armağan… “Nay-i Türkten öyle bir ses çıktı ki Türklerin boğazını çoş-u huruşa getirdi” Açıklama… Zurna (boru) müzik aleti olarak ilkel bir alettir. Nota bilgisi gerekmez, o anki hissiyata göre çalınır. Bu sözün, değişmeceli meali; planlanmadan yapılan işlerde, emsal değerler aranmaz, anlık yapılan işlerdir. Haliyle bunlarda kural ve yöntem aranmaz. Boruda peşrev çalınmazdı. “Zurnada peşrev olmaz” sözünün doğrusunun “boruda peşrev olmaz” şeklinde bir XVII yüzyıl deyişi olduğunu Evliya Çelebiden öğrenilmiştir. Peşrev çalmayan boruların semai ve başka havaları da çalamayacağı bellidir. Bugünkü perdesiz borulara bakarak eski boruların kırık akortlar halinde boru sesleri çıkardığını düşünebilmektedir. Atlı mehteranlar sağ elle boruyu, sol elle dizginleri kullanırlar, sesi dudaklarıyla verirlermiş. Peşrevsizliği buradandır. Göçlerde ve savaş zamanlarında kullanılan ilkel askeri bir mızıka. Ne çıkarsa bahtına… Fotoğraf.Behiç GÜNALAN Şiirlerime can veren fotoğraflarından dolayı Behiç GÜNALAN beye sonsuz teşekkürler... |
zurna çalmak gerçekten zordur.
hiç bir enstrüman notayla çalınmaz geçersiniz başına oturursunuz bu gün si yarın do re öteki gün gelin ayşe çalarsınız
notayı ve çalmayı bilen size peşrev de çeker semai de çalar, 45 yıldır çalıyorum 16 yıldır vergi karneli müzik aletleri satışı yapan bir kişi olarak zurnanın bu kadar olduğunu öğrenememişim. Elin oğlu su kabağından meydan sazı yapıyor cura yapıyor tar yapıyor birleştiriyor tüm su kabağı sazlarla orkestra kuruyor . Bu sazlar ilkel çoğunu görmemişsinizdir. Es geçebilirsiniz. Elinize aldığınızda ya da sanal ortamdan KABAK TADINDA MÜZİK GRUBU aradığınızda onlarca icra edilmiş ezgiler dinleyebilirsiniz.
Sürçü lisan olduysa affola
sağlıcakla