YILDIRMAZ ACILAR!
Yaşlı bir kadın yaşardı vahşi tepelerde
Şu gördüğünüz devletler kurulmadan önce Parçalandı tepeler kaldı bir başına Direndi yiğitçe gelecek tüm tehlikelere, Güneşin yönünü değiştirdi zalimler sinsice Bir ışık aradı tırnaklarıyla gecenin içinde Gece de aldandı takıldı çoğunluğun peşine Çekti Konfüçyüs’ü uzaklardan kendine Acılı feryadını yazarken bir kayanın üzerine Kuşlar sevince bürünmüş gökyüzünde Işık gelmiş tepelere Konfüçyüs’ün yüreğiyle! Hafifledi karanlıklar yaşlı kadının gözünde, Dost yüreği bakıyor yüreğinin içine Ey ana! Neden ağlarsın bu halin ne? Çırpınmak yakışmaz senin gibi birine Yıkılsa gök parça parça üzerine Bu dünya için değmez böyle dövünmeye, Ey oğul! Yaralar dolu yüreğimin içinde Vahşi bir hayvan parçaladı babamı yıllar önce, Onun acısı duman gibi dururken üzerimde Kocam bir gün parçalandı aslanın pençelerinde, Onun acısıyla sabırdan kalkan giydim üzerime İnaşaAllah acılar bir bir silindi yüreğimde Derken sarsıldım yavrumun acısıyla yine, Vahşi hayvanlar parçalayıp sermişlerdi yere O günden sonra ağıtlar durmuyor gözlerimde! Ey ana! Peki, neden beklersin bu elde Ama zalim hükümetler yok ki bu tepelerde Parçalansa da yüreğim gitmem zalim ellere(hükümetlere)!... Yıl:08.05.2004 Saat:08.50—0930 Kadıköy/İst. EROL KEKEÇ |
hayranlıkla okudum
değerli şair
yüreğinize saglık kaleminiz varolsun
saygılarımla
zaralıcan