suyun resmiola ki yüzüme bakmaz diye geceye sarılan matemin karanlık örtüsü ve dilimin susunca suskunluğuna kurban ettiği kelimeler artık senin ben suya söyledim o sana söylesin kirpiklerime bastırıp uyuttuğum yıldız çobanları için seherde ağulanmış güller nazenin birer mısradır halka halka ben çürürüm onlar nar içinde büyür hasat günüdür şu iklim üşüyen gün avluda donan gece bana yeniden gelen eski açık kapalı tek ezberim sevi günü hayat ölüm günü sevi cancağızım ayrılık sonra sonsuzluktan habersiz dönmesi beklenenler gelir kilidi anahtarına hasret kapılardan girerler içeri taş üstünde taş kalmaz yıkılır kaide sütun gözlerinde irileşen bebeler ışığı süzen vitray can içinden can çıkaran cam suya düşürdüğün gerdanlık benim şirin sevgilim en büyük sanatkar ölü doğurmuşsun ne fayda her yeni gün zulmetin suya işlediği iki renkli gergef ebruli didarına karşı nay-ı ruhun sesidir hayal la ilahe illallah |