asi rüzgârsın sen şeyda renkli kadın eteğinde hıçkıran çocuklar dört duvar ortada sen öfken közde dövülen demir aşkı her gece gömdüğün yerden çıkarıp göz yaşlarınla yıkarsın sabaha üstüne bıçak koyup kefensiz duasız namazsız denizlere atarsın yürürsün arkanda ekmek kırıntıları hansel aşk bulur seni mutlaka anne gibi sıcak kadın gibi aşk ölüm gibi ağıtsın şeyda
mehveş
psikoz türküler dilinde mehveş ne yana dönsen ağıt dolu kâhırlar heveslerini çocukken gömdün dut ağacının dibine sevgiden kolların her yere uzanırken kırıldı beş taş oynarken anne daha gelinken babaanne oldun anlaşılmadı sözlerin sen ağlarken gözlüklerine toz sür görme dünyayı
limon
limon gibi kadın derlerdi sana ne demekse ekşi miydin yoksa olur olmaz gülmezdin gülene de kızardın sen inadına anneydin bakınca ağlardı annesizler üç zümrüt senin eserin günahsız derlerdi bazen hâşâ peygamber değilsin helezona bakar gibi baktıkça sana içindeki simsiyahkadının gözlerinden bakıyorum bende dünyaya
yalın ayak ağlayan kız çocuğu var kanınızda...
Edebiyat defteri yönetimine,seçici kurula ve okuyan herkese şükranlarımı,saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Feyza'nın kadınları -II şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Feyza'nın kadınları -II şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
psikoz türküler dilinde mehveş ne yana dönsen ağıt dolu kâhırlar heveslerini çocukken gömdün dut ağacının dibine sevgiden kolların her yere uzanırken kırıldı beş taş oynarken anne daha gelinken babaanne oldun anlaşılmadı sözlerin sen ağlarken gözlüklerine toz sür görme dünyayı
Tatlı, pürüssüz, akıp giden bir söyleyiş biçimi...
Oldukça iyiydi ve şiirdi...
Nilay ÖZER'in 'Babam İçin Sonsuz' şiirini hatırladım bu şiiri okurken...
limon gibi kadın derlerdi sana ne demekse ekşi miydin yoksa olur olmaz gülmezdin gülene de kızardın sen inadına anneydin bakınca ağlardı annesizler üç zümrüt senin eserin günahsız derlerdi bazen hâşâ peygamber değilsin helezona bakar gibi baktıkça sana içindeki simsiyah kadının gözlerinden bakıyorum bende dünyaya
yalın ayak ağlayan kız çocuğu var kanınızda... limon gibi kadın derlerdi sana ne demekse ekşi miydin yoksa olur olmaz gülmezdin gülene de kızardın sen inadına anneydin bakınca ağlardı annesizler üç zümrüt senin eserin günahsız derlerdi bazen hâşâ peygamber değilsin helezona bakar gibi baktıkça sana içindeki simsiyah kadının gözlerinden bakıyorum bende dünyaya
öpmedikçe çoğalamazsın ağlayan kadınların gözyaşlarını sen hıçkırıklarını saymalısın güneşin batışıyla çocuk parklarında
bilmeni isterim umutsuzluğumu yaşanılası meydan muharebelerinde ve soğuk bir intihar bekler gibi seni işaret ediyorum azrail'e
ıslak gülüşlerin vardı haberin yoktu ama
... Kadınlar,kadınlar.
Bir şiir okursun,çeker gidersin arkana bakmadan,bilahare değerli bir şeyini kaybettiğini fark edersin ve hemen o şiire misafir olursun tekrar.Olmak zorundasın ya da.Aslında tekrar gelip orada demlenmen için şiir Tanrısı düşürmüştür onu.Ben ne kaybedeceğim burada bilmiyorum,ama bir daha gelip bu şiirde demleneceğim kesin. Şiir okutuyor gerçekten.Bu aralar, birkaç şiirde demlendim.Ta ki demi kuruyana dek.
ayna gördüğünü yansıtsa da görenin gözlerine düşen bir şekildir o şey dosttan yana ihanetlerle dolu olsakta bir soluk sarılmak tutunmaktır dost sinesi hançeri kınından saplanmaya hazır olsada ömür gerçek dostu beklemekle geçer bekleyenler şeyde
yaşamın tek yoldaşı acılar olamaz elbet içine sığdırdığımız derin heybenin saklısında bazen bir çağrı imdat yada sığınmadır dağ yüceliğinde mehveş abla ise korunkalı kucakda baş nasılda ağrısız
herkesin yaradır bilsekde umursamayız çocuk annelerin dramını gelinlik kızken nine olacak kadar çalmışsa zamanı ve eskitmişse bedeni ile birlikte ruhunu ne yapsın kabahatı kime vursun sığınacağı limani dünden hazırlamışlar "kader" rızasıdır artık çocuk annelerin...
Feyzanın kadınlarının ortak özelliği acılarıyla birlikte kucakladıkları bir sevgi dünyasında verdikleri kadar sevgiyi alamamış olmalarıdır güzel şiirdi sevgiler saygılar
dünyanın en uzun kıtaları kadınların boynudur; tüm savaşlar, göçler, talihsizlikler, şiddetler, ölümler, tutunmalar... hep onların boyun büküklerinden belli olur...
ne yana dönsen ağıt dolu kâhırlar
heveslerini çocukken gömdün dut ağacının dibine
sevgiden kolların her yere uzanırken kırıldı
beş taş oynarken anne
daha gelinken babaanne oldun
anlaşılmadı sözlerin sen ağlarken
gözlüklerine toz sür görme dünyayı
Tatlı, pürüssüz, akıp giden bir söyleyiş biçimi...
Oldukça iyiydi ve şiirdi...
Nilay ÖZER'in 'Babam İçin Sonsuz' şiirini hatırladım bu şiiri okurken...
Saygıyla...