PERİ KIZIGökyüzünün en güzel yıldızı. Rüyalarıma girer, beyaz bulutların arasından gülümserdin. Sen gülünce bulutların forsu kaçardı, kıskanılırdın. Çok masumdun. Çok güzeldin. Çünkü sen bir peri kızıydın... Herkes masallarda okur ve tanırdı sen gibisini. Bense rüyalarımda görüp, tanıdım o muhteşemliğini. Çocukken akşam dokuzda uyurdum hemencecik. Bilirdim ki; Peri Kızı yanağımdan öpecek bir tanecik. Gün gelecek bir gün gerçekten öpüşecektik. Bir parkta buluşacak ve çocuklar gibi oynayacaktık. Sonra gezecek ve de tozacaktık. Bizim, yani ikimizin olacaktı hayatın her bir güzelliği. Belki evlenecektik ilerde. Kim bilir? Evleniriz gibi gelmişti bana. Hayalini bile kurmuştum geceden sabaha. Bundan böyle adam gibi bir iş bulacaktım. Ne olursa olsun, sorun çıkartıp kendimi kovdurmayacaktım. Şirin bir ev kiralayacaktım kenar mahallelerden. Beyaz eşyalar için taksite girerim diyordum. Kanepedir, koltuktur, halıdır falan elden düşmelere bakıyordum. Küçük bir düğün salonu yeterdi. Hem benim çağıracak kimsem de yoktu. Hem de ucuza gelirdi böylesi. Beraber gelinliklere bakacaktık. Hangisini beğenirsen hemen alacaktım. Hem de kirayla falan değil, verip parasını satın alacaktım. Bir peri kızının gelinliği emanet olmamalıydı. Öyle düşünüyordum. Gülüyordum o aralar, gülücüklerimde masum bir peri kızı vardı. Ama gülmedim sonraları, gülemedim. Peri Kızı’nın bambaşka hayallerinin olduğunu bilemedim. Hem de büyük, kocaman hayalleri varmış onun. Benim gibi ucuzdan hayal kurmaya kalkışmamış. Üniversiteyi bitirdikten sonra, Amerika’lara gidecekmiş. Üç yıl orda yüksek lisansını tamamlayaraktan, geri döndüğünde, Altı odalı şirin bir butik otel, Altına da bir resturant açacakmış. Her gece rakı, balık, fasıl yapacakmış. O kadar huzurluymuş ki orası. Ben bilmiyorum Peri Kızı söyledi... Bahçesinde koşarken bacağına taş saplanan, Yaramaz oğlunun babası ben olurmuşum belki. Kim bilirmiş? Hani yeşilçam filmlerinde izlerdikya her daim. Gururlu ve de bir o kadar fakir bir esas oğlan olurdu. Ve de çok sevdiği kıza istemeyerekten söylerdi: "Ayrı dünyaların insanlarıyız biz." Hani kızın çok çok zengin babası, oğlanın yakasına yapışır ve de derdiya: "Davul bile dengi dengine." Ya işte böyle Peri Kızı. Senin gibisini sevmek bizim neyimize? Ne haddimize? Sen kat kat layıksın daha iyi ve de zenginlerine... Hem ben bir peri kızını sevmiştim. Altı odalı butik bir otelinin altındaki resturantında; Her gece rakı, balık, fasıl yapan bir patronu tanımıyordum ki ben... Tanıyamazdım ki. Bir kere yeşilçam filmlerine aykırıydı bu durum. Her halde ben bu filmde başkasının repliklerini okumuşum yanlışlıkla. Ben bu filmde olsam olsam figüran olurum. Ya da yoldan geçen adam... Ve ya da o resturantında belki bir garson, Belki bulaşıkçı, Belki de kapısında seni ve aileni korumaya çalışan bir fedayi... Kim bilir? 13.01.2011 |