DOLDUR SAKİ
Yine bir akşamcı kahvesi,
Yine aynı dert, aynı tasa, Sanki taht kurmuş yüreğimin üstüne, Yeni demlenmiş ince belli bardakta bulanık bir çay ile. Yüreğimdeki derin duyguları yanıma alıp açıldım hasret denizine, Yetmedi attım kendimi meyhanenin kapısından içeriye, Nemli duvarlar bölüşüyor efkârımı ve de hüzünlerimi, Doldur saki dedikçe, yeniden demleniyor duygularım. Satır aralarında gizli kalmış efkârım ve umutlarım, Hepsi gecenin karanlığına itiyor, her boşalan meyin ardı sıra, Gece uzadıkça uzuyor, sanki bana işkence yapmak istercesine, Kırık bir pencerenin arkasından ay, gülümsüyor camdan içeriye. Boşaldıkça doldur diyorum saki, Doldurdukça kaybediyorum kendimi, Dalıp dalıp gidiyorum sonsuz ufuklara doğru, Cebimde üç kuruşum, yüreğimdeki acılar eşlik ediyor yol boyunca. Yüreğimdeki son umut kırıntılarını beslemeye çalışıyorum, Giden saatlerin peşi sıra koşturuyorum yetişmek adına, Dilimde o aynı şarkı efkârımı anlatan, Ben koştukça uzaklaşıyor güzelliğini yaşadığım an. Gece uzun, yol uzak, Mutluluk gemisi çoktan açılmış tek gidişli yolda, Ben yine efkârımla baş başa, Dumanlı kafamla, of çekiyorum gecenin koynuna. Gece ağlıyor, üzerime kin ve nefretini kusmak istercesine, Sanki tek suçlu benmişim gibi, Şimşekler çakıyor, gecenin yalnızlığını yırtarcasına üzerime, Ben yine aynı sahnede, aynı gecede çaresiz ve sessizce. Çırpınışlarım anlamsız kalıyor karanlık sessiz bir gecede, Bir köşeye yığılıp ağlıyorum çaresiz sensizliğe, Akşamdan kalma umut ve son ümitlerimle, Elveda diyorum, yalancı hayata ve geceye. ZÜLKÜF KILIŞÇI |