HEMŞERİMBiz dört gardaşız hemşerim, Dördümüzün de kaderi aynı yazılmış, Akşam güneşi kızdırmadı ki buz tutmuş yüreğimizi, Sabahın aydınlığı nasıl ısıtsın içimizi. Diyar diyar gezmişiz bir lokma ekmeğe, Zaman geçmiş yaş gelmiş otuz beş otuz yediye, Saçımızda bir karış ak, siyahlara elveda demişkene, Götür babam bizi doğduğumuz ellere. Fırat gibi çağladık, Dicle misali aktık, Dört gardaş bir çınar gölgesinde buluşamadık, Bir de küsüp, araya hasreti bıraktık, İki yaka elleri gibi koptuk, bir araya gelemedik hemşerim. Aslımız evliyalar diyarına dayanır, Babam beş vakit secdede Allaha yalvarır, Rızkımız dar, ondardır ahlanışımız, Zaman gaddar, biz garip, Alnımıza yazılmış evvelden kara bahtımız. Hemşerim götür bizi gadan alayım, Mezar taşlarımız yıkılmış gidip bir sırt dağ olayım, Dağ başında kar olup oluk oluk akayım, Mecalim yok, tahammülüm kalmadı, son nefesi bizim elde alayım, Kara toprak sızlanma, memlekette adammı kalmadı, Neden kanatırsın kurumaya yüz tutmuş yaramı. ZÜLKÜF KILIŞÇI |
yüreğinize sağlık...