Bu gece sessiz parmak uçlarımda!Bu gece sessiz! Yüreklerin genelevlerinde şeytani,adi tırmanışlar, Kudurtan bir hediye var ufak bir kağıdın üzerinde. Hoplatan ve zıplatan bir raks var kahkahalarında, Kulağım hafif meşrebinde ulumaları yine duymakta, Yol almak için çok geç,altıbin yılı yok etti insanoğlu, Geceye taklar takıldı beyhude bir yok oluşa doğru, Üzülmemek elde değil,elde olan değerin pahasına. Bu gece sessizi bir köpeğin soğuktan donuşlarında! Eyvahların rikkatinde bu gece,tüm asalet sessizliğinde, Mabetler ıssız,şadırvanlar yetim çılgın sahoşluklarda, ‘Ben karşıyım’ diyen dahi yılgın kendi hesabına gecede, Başkalaşmış nesil,ceddi ağlıyor makberin sessizliğinde. Bu gece politik bir kavga susar çileli ananın ayaklarında, Şüpheli bir sakalın alıntısı 40 günün ahirinde yok olunca, Bu gece bir hal düşer matematik zaviyesinden hesabıyla. Ve fıtrat vardır halbuki,anlamaz ki çoğu bu paradokslarda, Yine dönüp dolaşır,meselenin özünde ki meşru sokaklarda. Madde erir,manevide abide olan takvanın hakiki bir müridi, Velakin nurlarını sakladı gece,yıldızlar küskün ve tükendi, Abdullah sorguluyor,abd olmak zor olmanın keyfinde, Enbiya üfleniyor her ruhun,insan olma ahdine ve şerefine. Bu gece sessiz! Hindiler küskün gerçeğe, Parmaklar kırık doğruyu anlatmak için bir daha, Ve doğruyu söyleyip kırbaçlananlar yok oluşun gafletinde. Bu gece sessiz! İsa gök ehlinin sofrasında,göz yaşları sokaklarımda damlıyor, Tarikat-i Muhammedi dualarında dört mezhep ehli yanıyor. Bir çağrı gök ehlinden, Ve Mikail asasından rahmet yağıyor. Bir çağrı gök ehlinden, Ve Azrail asasında ölüm ağlıyor. Bir çağrı gök ehlinden, Ve İsrafil o günü bekliyor. Dört büyük melek ve dört büyük peygamber meleklerde, Bu gece sessiz! Bir adam var ki daha ötelere gitmeden, ‘Ya leyteni küntü turab’ diyor gerçekten! |