beklemiyordum bunugel kurtulsun bu şehir mezbelelikten inci sende gizli mercan sende denizin tuzu köpüğü ışığı ayın pencerelerden düşüncelerine yansıyan kızın kirpiklerinde uyusun kadınlar düşüyor gözlerime saçlarındaki naftalin kokusu seke seke çıkarken bir üst kata eski evlerin yatak odalarından tahta kurularına uzanan ağaçlık o bitmez yolda karşıma geçmiş duruyorsun bazen unutuyorum dizimde uyutuyorum anneni henüz sen doğmamışsın ölmemiş benim gençliğim oylumlu kesilen saçlarımdan kafatasıma düşen darbelere aldırmadan gecikiyorum diye kızan deniz otobüsü kalmamıştır sahilde ama ben biliyorum ki kostak bir şehirdir İstanbul ruhumu çalmış sofi sandukalarında üryan peşimde gün açan lavantalar duyuyor musunuz nasıl da güzel kokuyorlar yol boyu iklimsiz taşlar kim saklıyor cenneti koynunda ışığa can verenden öte o bülbülün dilinde kim var aniden aklıma gelen yar |
çagırdı benı şiirin ....
kaptana selamlar...