Sokak Şairi
Zamir değişir çiğ demlenir telaşı
Kendi öfkesinde alazlanıp düşleriyle çoğalır yaşama tutunuşu Bir yeşil dal olur eğilir çerçeveye Bir damla sevgi dil(l)endikçe Elifi virgüllenir her yeni hikayeyle… Yandıkça kanıyor dizelere vavayle çığlık Duvarlara hüzün boyuyor ayaz Kuşdili anlatır poyraz… Geceye bir duble sızı kelam Yastıksız vicdanı akşam Astarsız masalları teyelsiz Kafdağı kederine sevdalı Kef/ene sığmaz billahi bezirgân başı Tek hakikati çeyrek asırlık ömrünün ahı Palavra yüreğinin yok oluş öyküsüne Zincirli aşı Mesnetsiz kasvetlerine pervane hoyratlığı Sis çökmüş yollarına cüz oynarken dileği Kahkahalar payidar meşrebinde Arka sokaklarda derme çatma aşklar arıyor ha bire Vicdan odalarında masum ki İflahı kesilmiş ceplerinde gül başlı cümlecikler Dörtnala seferber ahu’lu düşlerine... Rızkının hakkını veremez ki Nasır bilsin elleri Hevesinde namus işçiliği Nakış nakış işler ashabın ebcedini Yüzünde en âlim deyimler sırnaşadursun Taamdır sarhoşluğu c/esratine Her seher umutların namusuyla oynar meşk tutkunluğu Çıkınında göğsünden vurulmuş kızıl gü/leri ahlanmakta Bilmez ki, Kırılır elbet yüreğinin kemiği… Oysaki; Adam olmak vardı İnsan olmaktan öte Anlayamadı Gün gelir alnıyla oynanır diye… 1.12.2010 |