ÂLEMLERİN RAHMETİ
Nuru, ruhu, kalem, ilmi ve arşı,
Bendeki putları yıkar Mahmut’um Varlığın ilkidir, esrarlı çarşı, Alana mücevher, satar Mahmut’um. Zat-ı akdes’tendir, her bir kelâmı, Zat-mukaddes’ten, kutsi meramı, Saadet ehlinin, dini imanı, Dikenden gül olup, kokar Mahmut’um Tarihle sınırlı, fani vücudu, Diri oluşunun, yo ki hududu, Bu sırra erenin, Hak’tır şuhudu, Görenin gözünde, vakar Mahmut’um Âlemlere rahmet, elan öyledir, İlmi ledün ile ilim öğretir, Ezelden ebede, erkân böyledir, Gönülden gönüle, akar Mahmut’um. Günahtan arınmış, yoktur vebali, Ahlakı kur-an dır, makamı âli, Aslını görenin, mahvolur hâli Aşkına düşeni, yakar Mahmut’um Sonsuz tecellide, lâkin kayıtsız, Her şeyde aşikâr, arsız, ayıpsız, Vahi’nin kaynağı, harfsiz, kâğıtsız, Makamı Mahmut’a çıkar Mahmut’um. Fenada Mustafa, bekada Ahmet, Hazrete varınca adı Muhammet, Her makamda habip, hepsinden rahmet, Gönüllerde şimşek çakar Mahmut’um. Kusurdan münezzeh, sütten de aktır, Şeriatı daim, her işi Hak’tır, Zuhuru kâinat, mazharı zat’tır, Ev edna tahtından, bakar Mahmut’um. Hamd’ü sena olsun, girdim dinine, Hadimi fakirim, onun İline, Hakikat ipini, almış eline, Yaralı boynuma, takar Mahmut’um. 15.03.1999...Mustafa YARALI |
Kusurdan münezzeh, sütten de aktır,
Şeriatı daim, her işi Hak’tır,
Zuhuru kâinat, mazharı zat’tır,
Ev edna tahtından, bakar Mahmut’um.
Hamd’ü sena olsun, girdim dinine,
Hadimi fakirim, onun İline,
Hakikat ipini, almış eline,
Yaralı boynuma, takar Mahmut’um.