Kış Vurur Aşk
___Ve...
Göğe kesif bir duman yükselir kardelen dudağından...___ Büsbütün sevdalı lal dili , Sırtı güneşe pek aldanıyor zamana Zil çalar güneşin doğumuna İnce beyaz elleri... Lisanında değişmeyen düş suskusu Bezmi elesten kalma... Telaşla açılır sarı sevda burcuna Yaprakları güne eş Hürriyet bildiği bakışı Belkıs’ın tahtına ram Gülüşünü asar güneşin soğuğuna Düşleri çitli ünzile gibi... Güneş doluyordu gözbebeğine Yüreğine alevler Sırlarını vermeden boyun eğecek yazgısına Biliyordu geceye yolu düşmeyecek Biliyordu hilalden yay değmeyecek ruhuna... Kirpiğinin ucunda sarı yanık sevdası Yavaş akan yılın nihai dönencesi Müjdesini sürmeden sevda sarısı Doğuş sarsılır soğuk sert hürriyet sırası Yaprakta güneş yanıkları Karlara teslim asiliğine umut figanlı Sönmeden adımları düşüncelerin- kar halini bilmezki- Ölüm mızrağını sallıyor sarı sıcak Her defasında yürek koyuyordu Nefes almadan, bir damla erimeden buzulu Soluk benzi Solgun zeminde Ölüme sözlü dünü... Günlerden güneş biliyordu Renklerden tütün sarı Dirlik düzen içinde esareti Selamına ölüm duruyordu gözlerinin güldüğü Eksik yaşasa da Hamd ediyor kardelen kristal üstü... Uykusu yıllanmış susku... Şimdi tomurcuğun sesi kulaklarımda Keseye zarar doğuşlara Sıkıştırır özlemi... Bak kardelen! güneş geçti menzilden Birazdan kanatlanacak minervanın baykuşu Çelimsiz ağıtlar seğirecek ardından... Hadi kardelen parlat yaralı özlerini Sol duvara çivile umutları Tenasüh etsin bir başka kışa Kur düşleri güneşe inat Nasılsa her şeyin bir bedeli var Nasılsa kış vurur aşk Gözlerine ayaz yak... Ah kardelen!! Melül bakan büyüne hüzünlenmez tenindeki yanıklar Sen intihar çiçeği! Bin yıllık isyanının malulü Hercai’ye aldırma... Biriktir düşleri bir başka a/yaza Nasılsa kış vurur aşk Zamansa tik tak ... Kadim yalnızlığına düşmesin ilkyaz.... |
şiirde bir oyun sahnelediler seyircilerin ağladığı bir drama gibi
tebrikler ....