7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1549
Okunma

Yüklemişsin kahır bavulunu
Yıkık kentlere mi gidişin
Umutlarını gömdün de karanlıklara
Tüm gelmelere mi sırtını dönüşün..
Sırtında iki büklüm yılların
Kaybedişlerinin ağırlığından mı tökezleyip düşüşün
Ay yüzün gün ışığına dönük
Küskünlüklerinin çığlıklarından mı yumruklarını sıkışın..
Ey çileyi ömrüne saranım
Devasız acılarını yumak yapanım
Ayakların gidiyor ya öksüz şehrimden
Dallarını koparıyorsun ya bülbülsüz bahçemden
Gülüşlerini alıyorsun ya yorgun yüreğimden
Sessizce gidiyorsun ya köhne dünyamdan
Bana kalan dilsiz feryatlarım..
Gökyüzü artık mavi değil
Dağlar yeşile küs
Gelincik tarlasının rengi kayıp
Rüzgarın kanatları kırık
Benim yüreğim…
Karşıda yaşlı kadın
Tüm zamanların telleri koptu
Sustu şarkısı saatlerin
Sağır şarkıcı söylüyor
Ölü ozanların bestesini
Bir melodi duyuluyor
Her notasında hüzün
Ağlıyor yaşlı kadın
Ağlıyor yüreğim…
Köşede yetim çocuk
Gözyaşı gölünde yüzdürüyor kağıttan hayallerini
Dudağının kenarında kırgınlıklar
Gözlerinde sitemli bir bakış
Yoksulluğunu saklamaya çalışıyor gözleri
Yamalı dizlerinde elleri
Bir şiir okuyor her dizede gözyaşı
Üşüyor yetim çocuk
Üşüyor yüreğim…
Her tarafta kalabalık insanlar
Sesler içinde çoğalan yalnızlığım
Tren sesi geliyor
İçimde sessiz bir çığlık
Senin giden ayakların
Benim biten ömrüm…..