Şehrin ve çocukların kalbineŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Belki de kent yaşamının kriz noktasına yaklaşmaktayız ve görünmez kentler ,yaşanmaz hale gelen kentlerin kalbinden doğan bir rüya ... / Italo Calvino
Şehrin ışıklarını arıyordum Pis kokuyordu mevsimler Kelebekler ölüydü kanatlarında Avuçlarımda çamurlu yağmur Ağır-aksak bir akşamdı Aşk düşüyordu Direnmiyordu Tuz buzdu gözbebekleri Bir başına Kendi şehrime ağlıyordum Kanıyordu Ruhumdan giden gemiler As İstanbul’u darağacına git diyordum / uzaklaş Daha bir gebe olmadan Düşük yapmadan düşler Sokaklar piçliğe gömülmeden Ölüm randevusunu bekleyen yıldızlardı Sönünce günahlardan arınmıyordu insanlar İzbe köşeli hamakların iplerine asılırken çocuklar Gülümsemiyordu gökyüzü Sövüyordum Sessizlik içen tüm mavilere Dünlerden kalan tortuları büyütüyordu siyah zamanlar Uyan diyordum uyan / korkmadan Üstüne yığılı gölgelerden arın Ve çoğalt kendi şehirlerini Bırak acıyan yanlarını senden giden aşklara Yaş yolun yarısı Ne yana savursa rüzgâr Korkak intihar oluyordu boynundaki ilmikler Ne zaman bulutlar yağmur doğursa kırmızı kokuyordu toprak İçimdeki çocuğu bırakıyordum arsız kent kapılarında Annem topluyordu kanatsız kuşlarımı Ütüsüz gömlekti uçurtmalarım Susuyordum Yüreğim akreplerin önünde Kapımda oynaşan ay ışığını da sokuyorlardı Çocuk Kapat gözlerimi yığılı külün üstünde Çok soğuk yokluğun Sessizce sen de gel yanıma İncir ağacını tutuştur Özlemle Benim şehrimde Aysu |
Yukarıdaki forumdan bekleniyorsunuz sayın güzellik... ;)
(Napim, mesaj kutun kapalı olduğundan ben de buraya yazdım.)