Mola MiraGenç bir kadındı Mola Mira Ne zaman bahçeyi süpürse toz bulutları arasında bir beden türeyiverip açık kalan ağzına doluşan iblisler yüreğinin yüreciğine ardı sıra siner kaçardı bu şeyden Yine bir sabah Mola Mira [Bir kova su döktü kapısı önüne Tel tel buğday tanesi süpürgesiyle başladı toprak kokulu parfümünden sıkmaya her gün başına üşüşen dumanlar yoktu Yoktu bugün dev gölgesi, hayaleti hayaletinin! iblisler yine bekliyordu hem de daha çoktular Açılacak ağzına koşmak için Mola Mira’nın sinmek için diğerleri gibi onun dolmaktan pıhtılaşmış yüreciğine. Elleri tutmadı, kâğıttan bir haber uçuşurken [kapısında Yeterince yüklü kalbi kaskatı oldu biranda kovamadan iblisleri, üfledi bu sefer yüklendiği yerden [şiddetlice Oysa alışmıştı şeytanlar Mola Mira’ya O ise onlara hane edilmeye _Yavrularım diye okşardı bilmeden bu kalabalığı Bir gün nefesini dahi alacağını tahmin edemezdi Molla Mira! Halime Erva Kılıç |