Anlam, gözyaşı olur masanızda
Dualar, umut umut uçarlar
Geceyse; yıldızlara
Geceyse; karanlığa ulaşır da
Ancak sakinleşir
Bencil avuçlarınızda
Bir yeri yakın
Bir yer yansın Allah aşkına
Sizin evinizde olduğu gibi
Kalbinizde
Ufacık bir köşeciğe
Sığıveririm vallahi
Yine isminizi duydum
Yan masadan bir ses
Size konuşuyordu
Yüzleşemedim, hayaliniz büyüktü
Kalktım
Hesabı ödeyince,
Yine,
Önünüzden geçtim
Sizsiniz diye, bir çift göz…dü
Kaşlarımın ortasında beliriverdi iki çizgi
Bu şehirdekilerin hiçbiri
Siz değildi ki!
Sahi, siz gelmeden gitmemiş miydiniz?
Ben kimi gördüm; belki gölgenizdi
İyi ama
Siz olmadan gölgeniz…
Demek ki, demek ki gelmişsiniz
Mademki geldiniz
Ben niye hâlâ elimdeki yazmayı iğneyle karalıyorum
Üstelik nakışlayacak renkli iplikler geçirmeden
İğne yanıyor
Elin yanıyor diyorlar, iğne paslı, yazma diyorlar,
Lacivert diyorlar
Yazma, daha fazla yazma diyorlar, ellerimde iğnenin lacivert yanığı
Kurumuş gözleriniz diyor biri; hekim.
Buyurun gözyaşı!
Günde dört defa, birer damla.
Hasret klişe oluyor bavulunuzda, üstünü örtüp unutuveriyorsunuz
Nefesler, geç güç varıyor ciğer yüklüğüne
Siz kaldırıp fırlatıyorsunuz
Sehere kadar dövünüp, aydınlığa varınca sabahlar
Sakinleşiyor, bencil aşkınızda
Siz, hep kırmızı gözlerinizle
Başucumda
Kendinizi göremiyorsunuz!

Halime Erva KILIÇ