Gül Gözlerinde Avuntu...Ve ben emanet bir canla çıktım karşına Dilim yettiğince naçar ezgilerimi dökerim hicranına.. Tut ki... Tüm olasılıkları hiçe sayıp, Hırpaladım kendimi zamanın katıksız düş harmanında Ve bir mavzerin çığlığında kopardım bentlerini aşkın Öfke halkaysa artık boynunda Ve şahdamarımda atıyorsa can havli Hazzını döken hüsran Hüznümün seyrini düşün... Baharımda güz günü yanılgılar... //Güneşin ha ısıtıp ha ısıtacak hesabına düşmeden Sıyrılıyorum hayatın dikenli kollarından...// Yatağını bulur elbet akan su Usul usul can yakar her yol alışı Bilirim yarına verecek an/ı kalmamış şarkıların Ben sus desem de canı acıyacak notaların Puslanacak mısralar z/amansız... Sen gittin ya dilsizliğe bürünecektir sedası bülbülün Ve ben sana yine şarkılar biriktireceğim heybemde Hangi acıyla uyanırsan uyan Bir masalın rüyası olacak diken diken Gül gözlerinde avuntu... Ve ben yokluğunu kucaklayıp geldim kapına Bilirim ki güneş doğsa bile üzerimize Aydınlık ayrılıkların gölgesinde sersefil Müptela mısralar veladet beyaz sayfaya Karalama olsa da Ben senin gözlerine aşina... Sözde masallar uydurdum yalnızlığana Dem vurdukça fırtına kör kurşunların anlamına Vurgunum gün ağlayışlarında kopan ağıtlanmalara Ve-da/ğlarım yaralarımı Şefkatin yalancı salınmalarında... Ah... Şimdi tuttuğum yıldızları yolluyorum sana Ve bir hıçkırık sesiyle noktalıyorum şiiri Her can verdiğinde kalbim adınla Aşk sözcüklerini lanetliyorum... Seni tüm iyi dileklerimden uzak Yarınsız bir köşe başına lahitsiz gömüyorum. Gönlüme çöl döken kahrından Ebedi gidiyorum... |
Ve bir hıçkırık sesiyle noktalıyorum şiiri
Her can verdiğinde kalbim adınla
Aşk sözcüklerini lanetliyorum...
Seni tüm iyi dileklerimden uzak
Yarınsız bir köşe başına lahitsiz gömüyorum.
Gönlüme çöl döken kahrından
Ebedi gidiyorum...
kutlarım kaleminizi, yüreğine sağlık; saygılar...