Yasağıma Girdin Ya Aşk..!" Ah minel aşk... İliklerime kör bıçakla girdiğinden beri pas tuttu tenhalarda ruhum..." Kırağı yemiş ezberler biriktirdim yokluğuna Buz kesmiş gökyüzünü avuçlarımda ovuşturdum Ağzımın buğusunda terlettim yalnızlığı Zamana karşı özgürlük çığlıkları atsa da yürek Korsan eylemlerden vazgeçmedi sevmek... Sevilmek... Soluklanırken ruhum yorgun aşkından Mahkûm gibi volta atarken Zincirini koparamadığı dilsizliğin Lal meyveleri yetişirken umut ağacında Hazana savururum yapraklarını çaresizliğin... Hazan yalnızlığın koynunda geceye günah akıtan... Ucu yanık bir zarfın içinde postaladım sana aşkımı Perdesini çekti hasret sineme Karanlıktan korkar oldu gözlerim Aşkınla kör olduğunu bile bile... Oysa ne çok sen vardı içimde ayazlar çalmadan önce Rüzgâr kulağımda bir tını Her uğultu geç kalmış bir hayatın pişmanlık senfonisi... Gökkuşağına salıncak kuruyorum Renkleri saplandıkça sineme düşlere dalıyorum sessizce Ney sesinde sızıları düştükçe ayrılıkların sere Bağlamamın tellerinde kırılır gençliğim sere serpe... Umutları meze yapıp yanılgılarımı yudumluyorum her seferinde Esmerliğine dem vuruyor gözlerim Ben seni yüreğimle sever dilimle ezber eder Gözlerime gömerim... Ah aşk ah..!!! Yasağıma girdin gireli acı tebessümlere bıraktın ruhumu Coğrafyama yağdırdığın karlar örter mi yalnızlığımı? Siyahlarım devrederken beyaza yeşerir mi bir sen içimde... Ya da giderken bıraktın mı seni bende... Sarılırım düşlerime, ayaz yemiş gecenin koynunda Isıtırım bende kalan yalansız seni... Geri dönersen bulamazsın sende ki beni... |
Yasağıma girdin gireli acı tebessümlere bıraktın ruhumu
Coğrafyama yağdırdığın karlar örter mi yalnızlığımı?
Siyahlarım devrederken beyaza yeşerir mi bir sen içimde...
Ya da giderken bıraktın mı seni bende...
Sarılırım düşlerime, ayaz yemiş gecenin koynunda
Isıtırım bende kalan yalansız seni...
Geri dönersen bulamazsın sende ki beni...
harikaydı
kutlarım
selamlar