Üç Nokta Susuyorum...
Madem gülüyorsun
O halde, Bir cümle kurayım da sönsün gamzelerinin o şuursuz imleci… Bazen diyorum hücrelerimden alıp seni Oksitlemek istiyorum yüreğimin onmaz çukurlarında Yoksul bir işkence de kan Hüzünle revan olurken titreyen idelerim… İşvende can verirken tahammülüm Yeter diyorum bazen Yeter Bazen diyorum Bazen çıldırırken Ellerimin beyazı dizlerimde morarırken Ve İfadesiz bir gülüşün pençesinde sızlanırken Ve umudu salıncağından düşürürken karabasan deyişler Bazen diyorum yenik bir serçe miyim ben? Öylesine diyorum Sessizce içimden içini geçirirken Suya bakıp fallara inanırken Telvelere gönüller kabartırken Öylesine diyorum bazen Öylesine avucumdaki ölüm çizgilerine inanarak Ve kayıtsızlığına aldanarak alnımda ki yazgımın… Bazen diyorum evet bazen Nehirlerden geçiyorum Dönüş yollarımın kesiklerine tuz basarak Dağların gölgesinden saklanarak Bazen diyorum Evet bazen Keşkelerle çoğalarak… Biçilmiş kaftanlarını giyiniyorum özlemin Bir beden büyük gelse de kefaretime Bazen diyorum çok sesli Ne çok iç geçiriyorum tan vakti kararırken… Ve ne çok ah esniyorum şafağım ağarırken… Bazen diyorum Ben diyorum Usulca kendi kendime” yanılgılarımı sevemiyorum” Hasret perdesini k/aralarken sineme… Bazen diyorum… Bazen üç nokta susuyorum Uç noktada avazlanırken sızım… Ucu yırtık günlüklerin başına ve sonuna, keşkeleri gizliyorum bazen’lerin yanına Ve söküp adımın ardından seni karanlığa hapsediyorum o şuursuz gülüşlerini… |