Alacakaranlık Vardiyaları...Zifirle sevişiyordu yıldızlar Ve ay göz kırpıyordu sen’li düşüncelere Sessizlik sakıncalı uyanışlarla kollarıma sarıldıkça Yokluğuna alışıyordum... Göğe kanatlanırken sözcükler En yalnız halimle Öykünmelerime dönmeni bekliyordum... Oysa Alacakaranlık vardiyalarında Doludizgin ayrılıklara yelken açıyordu hayıflanmalarım Ve yanıp sönen yıldızlar amansız sızılarımı kaşıdıkça Esmer suskular düğümleniyordu yeniden boğazıma... Neşterini soluğuma saplarken hayaller Aşkın sen halini yaşıyordum dem a dem Üşüyordum uğramadığın rıhtımlarımda Karınca yuvalarının bereketi gibiydi kaygılarım Uykusuzluğumu kederinle örtüyordum her defasında... Ve her yeni güne sabi uyanıyordu sen sızılarım En masumane bakışların tenhasında Çelimsiz ağrılarla dolanıyordu yokluğun kollarıma... Uğultuların kem sözleriyle Sana düşüyordum Dilimde yalın bir türkü ’gaybana gecelerin esaretiyle’ Yalın bir sözcüğe boyanıyordu gece Seni seviyorum diye Ve yangınlar göveriyordu yüreğimin sen dönemecinde... Şimdi saatler seni vuruyor Akrep boynunu bükse de Kan revan bir pusuya uyanıyorum Esaretimin mim halindeyim Ve fi tarihli sevinçlerimi arıyorum ardından Dönsen de dönmesen de Sus bir şey söyleme... |