Belki Tomurcuk Düşer Gözlerime...
Yalnızlığın şakağında kaç kırbaç izi sana duyduğum hasret
Kaç yok oluş var geride bıraktığım efsuni gecenin koynuna... Gül düşünde kaç yaprak büker boynunu yitmişliğine Kaç fal çözer yaprağında susmuşluğumu umuda dair... Ve kar altında kalan düşlerimi Ve çıplak ruhumu Ve sandık dolusu haykırışların sağırlığını kaç büyü bozar sana dair... İzi bellimidir kanayan yerlerin? Kabuk tutmayan yaranın sabaha köpük köpük olmasının Deniz ne kadar hırçın sanki içine hapsedecek yüreğimi Güneş ne kadar serin gölgesinde demlenmeyeli epey olmuş Gökkuşağı çıkmayalı nicedir ruhumda Bir de sen!!! görmeyeli kaç asır geçti kara gözlerini... Lal olmuş bir düşün sabahında sarhoştur bedenim Ki soluk almak bile imkânsıza dönüşmüş bilmeden Adını anmak istediğim her hecenin arifesinde Karlar altında kalır sönük esrelerim... Yüzümü hangi yöne çevirsem harlanır gece Alev alev ruhum boylu boyunca yatar kızıl gecelerde... Sağanaktır artık gözyaşlarım yarına yazgı seherlere Emanettir gülüşlerim teselli dolu sözcüklere... Heybemde sana biriktirdiğim bir yazgı alnıma damga olan Bir de siyah yarınlar elinde renklenmeyi bekleyen... Seni emanet ediyorum gözlerime Karanlığına gömüyorum ışık ol diye... Kuraklığı dudağımda kalmış çöl güzeli Ayın kara yazgı işlediği sehere emanet bir yarınsın bende... Belki diyorum tomurcuk düşer gözlerime Belki diyorum kederime milat olurdun Divane bir sızı bu gül yetişmez ki bende... Biliyorum ki yılların oyununda suretim kabahatsiz... // Delikanlı kaç yürek aşkı gerçekten içer...// |