Geniş parklarına çekildik hüzünlerin.Bir Nuh tufanına asılı kaldı hüzünlerim, Kentin yaralarını örterken türküleri ölümün, Ağlayan bir çocuk kekemelikten emekli oldu yüreğimde, Yüreğimde korkuyu sarkıtan dallar çiçek açtı korkusuzluk, Hayat öyküler labirentiymiş eşkıya mekânlarında, Her sabah yüzümüze çarpan mezar taşlarıyla uyanırız Saçlarını uzatmış maviler boğar içimizde yılgı atlarını, Diz vururuz onurlu bir yalnızlığın mihrabına Kazan, kazan dökülür üstümüze zulmün saltanatı, Kimse fark etmez, kimse bilmez, kimse duymaz, Utançlarını sağlam duvarlarla gizlerler, Yasal egolarını uygularlar Evde yemek bekleyen çocuklarından habersiz, Çocuklar birbirine sormuş senin baban ne iş yapar Biri şöyle demiş benim babam Eminönü’nde hamal Diğeri az bilmiş haliyle, bizimki Bayrampaşa’da Ölü adam resimleri getirir her gün eve çuval, çuval Geceleri bağırır, eşek gibi yatar, domuz gibi kalkar Annem her sabah ardından öküze bakar gibi bakar, Tebessüm hiç düşmemiş bu adamın yüzüne, Bu adamın yüzünde garip bir akrep dolaşırmış simsiyah rengiyle Adamın boğazı örümceklenmiş diyorlar ölü eti yemekten Şimdi sevda şiirlerini afişliyorum gökyüzüne, Hey başkaldırı iyi ki sen varsın yüreğimizde Kayıt dışı kalsın dosyalara düşmeden infazlar Beyaz gelincikler intihara adres aramasın her eylül sonrası Yıkılsın eylülizmin duvarları kahrolsun eylülistler Şimdi dağların yorgunluğu çökmüş savaş sonrası yüreğimize, Göklerde kıyamet var kral yaptık yerde kargayı, yani Uzun lafın kısası, geniş parklarına çekildik hüzünlerin. Lütfi Kireçci |
Kutluyor, saygılarımı sunuyorum.