intihar paktıayak uçlarıma değip geri giderken ihtişamıyla hayat damarlarımı kesen terli ellerinde iğne iplik/ kıyamayıp yine diken rüzgarsız havalarda/ tanrı’nın kasnağına değme güzellere taş çıkartarak gerilen mutlu-mesut bir çocukken dalıp da dibinden parlak taşlar çıkarttığım... gel gör ki şimdi dalıp dalıp yorgun gözlerimi kıyısına bıraktığım... ey evimin önünde dizdar/ hercai deniz! kaşlarımın ardındaki taş kaldırımlara gölgesi düşmüş şu fikirsiz fikrimle bilirim/ bu mevsim hemfikirsin/ hem şu köhne yalnızlığım için analığa söyleyiver/ neden bunca heveslisin sen? sana bana/ ona buna değil... salt ağustosböceklerine ait bir gece vakti rengin henüz lacivertten ak çalmamışken sinemden solgun bir yıldız gibi kayıveren sızımı ıskalarken delik deşik balıkçı ağı gemiler minicik ümitlerime artık hayal kalırken sersefil aşk batan günle hemhal olurken suya düşerken soluğa dair arzusu bendeki ağzın bir ağustos günü/ tam da öğle sonrası nasıl iniverdimse şu kuyuya anamın çok sancılı karnından aklım burda kala kala el sallamak canımı ala vere/ binbir dalavere dünyaya/ ve ağulu bir toz bulutuna bulayarak sıcak yazı senin tuzlu kollarına sığınmak; güzelden öte gazel olurdu da... henüz dinlemediğim senfoniler var yârin yüzünde silemediğim küllü hüzün üzüm gözlü kızlarıma düğün günü söylenecek iki çift sözüm bir de güzüm var gözüm daha göreceğim pek çok güzüm var acele etme/ tamam; nasılsa öğrendin artık / benim... kaşlarımın ardında gölgeli kaldırımlar ve senin diplerinde gözüm var! JD |
sinemden solgun bir yıldız gibi kayıveren sızımı
ıskalarken delik deşik balıkçı ağı
Hiçbir şiirde böyle bir tanımlamaya şahit olmadım...
USTALIĞINIZA ve SANATINIZA
SAYGIM SEVGİM HER DAİM