dedim ki gitme’buradakalmaksaçma tabut seslerini açıp ölü fısıltılara adamak için avuçlarımı dua kokularını asıp göz hizamdan gitmeliyim ’ * .... her giden biat eder kendine döner her yanına serili çakıl taşlarıyla hiçbir kent saklamaz gözlerini rüzgâr usturuplu esiyorsa saçlarında alıp götürür seni kavafis’in yalnızlığına her defasında kıyılara vuran taşlar çalkantılı deniz grisi elinde siyah bavul tüm sokak lambaları patlar avucunda saçlarında gezinen bol yağmurlu eylül alıp götürür seni zaman akreple yelkovanın çarpıştığı anlarda bir kırlangıç uçar saatten ayrı patikaya başlar ateşli tabutların rüzgârı ölü fısıltıları suretsiz izlerin mabedi çığlık çığlığa göktaşı düşer içine Aysu * Karockedy |
zamanın kanayan topraklarına muştulandı gidişim
gitmeliyim