BEYOĞLU’NDA (16)
Beyoğlu’nun
Arka sokaklarında, Top oynar çocukluğum. Her mahalle maçında, Tartışmayla hırpaladığım, Çingene çocuğunu unutur muyum. Ağzımda damak tadı kalmıştır: Bacak kadar boyumla Rum Kızı Elly’e ıslık çalışlarım. Ya beni Rumca terslemesi; Sinbad’ın sihirli lambasını Üflemesi gibiydi. Gençliğimin bir kısmı saklıdır Haçopulos Pasajı’nda. Bambaşka duygular vardı, burada. İki sevgili, el ele, yanak yanağa, “seni seviyorum” diye kandırdığım, Rum kızının ahları tutmadı ya. Bilmem kaç geceler sızıp da Misafir kalmışımdır Çiçek Pasajı’nda. Şef garson Cemal Abi’nin, Büyüklük şevkatini görürdüm; Sabahın ilk ışıklarında Derbeder Dursun’u uyandırdığında. İnci Pastahanesi’nde Çok profiterolünü yedim, Ermeni güzeli Seta’nın. Aşk silahı ile vururdum da Yine aldırmazdı. “böyle ölsem” derdi, elleri ellerimde Başı göğsümde. Bakmayın Taksim’in Alaycı gülümsemelerine. Bırakın Bırakın yakamı, Duygular ve anılar. Kaçacak bir yerim yok. Benim halimden Bir tek istiklal Caddesi anlar… |