AMAN DİNLEMEZ GÜZ SANCISIDIR BU
Düşünceler yastığına başımı koyduğumdan beri,
Hüzün ninnilerini bitiremedi yalnızlık. Derdest olan günlerimin çığlıklarını duyan yok. Ilık sütlerini içmiş umutların, bakışlarında bir alıklık. Yeni türkü bestelemek için, var gücüyle obua’yı üflüyor felek. Hırs küpü olmuş anılarımın ağzında, Salyalarla bezenmiş küfürlerde doyumsuz bir istek. Sigarasını neden böyle keyifle tüttürüyor gece. Yanılgılarımın boşunadır harmanlaması, etraf toz duman. Yaşam, hayat kadınının elinde olmuş bir bilmece. Kirli denizden kurtulup, hava almak için olta arıyor balık. Garip balıkçının teknesi su almış, kimseyi görmüyor gözü. Üstüne üstlük, hava bozuk fırtına başladı, vaziyet kötü. Yaşlı Baykuş’un bakışları, odaklanmış gecenin aralığından, Yuvası belli olmayan bıldırcın yumurtalarını sayıyor tek tek. Bilinmez ellerde uzun kerpeten, dişlerini söküyorlar gülüşlerin. Köşe başlarında sızıp kalan kaşarlanmış duyguların iç çekişleri derin. Mevsimlerin de saçları ağarıyor, çöküşün sinyalleri gayet net. Gece yarısı aniden morga kimsesiz bir ölü getirildi, Ölü yıkayıcısında anlaşılmaz bir keyfiyet. Puslu sokaklardan, parke taşlı caddeye sürüklenen Üzerinden anlamları sökülmüş eski kırık şarkı. Sorular dimdik ayakta, sırra kadem başmış cevapları. Üstüne üstlük çaresizdir, mısralarımın tepetaklak oluşu. Hiçbir şeylerden haberi yok sanki Aşk, daha bitirmemiş şampuanlı duşunu… (14 Ekim 2012 – 10.Şiir Kitabımdan) |