KAYIPLAR POSTULATI
Yalnızlığın emsalsiz paketi içinde;
Otobüs duraklarındaki bütün beklemeleri hediye ediyor Pis pis sırıtan gece. Cümbür cemaat, bilmeceler ve yutturmacalar kurulmuş Mort olmuş yaşamın tahta masasına. Attığı her zar kapı alan ah şu Felek; Her partiden sonra sıkıştırıveriyor tavlayı koltuk altıma. Bitkisel hayata girmiş umutlarımdan hayır yok. Anılar maziye inat, kederden mi zevkten mi bilinmez zil zurna sarhoş. Sonbahar rüzgârı, giyinmiş sarılı giysilerini ama içleri boş. Saat başı rakkaselerini yürütmekle meşgul zaman. Sevilerin üstünde kül renkli büyücek kadife tül. Yaşanamayanlarla yaşananlar, meydan muharebelerindedir her an. Küf kokulu sokaklarda, üzerleri yazılı duvarlar çöküyor. Çil yavrusu gibi etrafa dağıldı ikimize ait ne varsa. Çaptan düşmüş eski köhne barda, Güzelliğin yerini, yüz çizgilerine terk ettiği hayli geçkin bayan Bir ayrılık şarkısını mırıldanıyor, işitmeyen kulaklara. Hani tek tek hesap soracaktı, o da hayırsız çıktı günışığı. Beklemelerin hediye paketini ister istemez açıyorum. İçinden ilk çıkan hüsran merhaba diyor, ha gayret kolay gelsin. Baygın vaziyette kıyıda uzanmış yatıyor, Balıkları bitmiş, günahı yok ki garip denizin. Anlaşılan o ki, gelmeyecek beklenen vefasız sevgili. Küheylan gençliğimi, alıp götüren hangi mevsimdi. Ağzımı bir açıp bir kapıyorum, nefes alma yorgunluğunda. Ensemi şaplaklıyor, kaybettiğim aşktan yana ne varsa… (19 Kasım 2012 – 10.Şiir Kitabımdan) |