KİMSESİZ BİR ŞARKIYI DİNLERKEN
Aşkı ıskalamış duygularımın başucuna,
Anında sigarasını telleyerek yamru yumru düşünceler üşüşür. İçiçe geçer, karanlık ve aydınlık. Diken olmuş yastığıma uzanırken nefeslerim büzüşür. Ortada sıçan oynatırlar beni, elem ile hüzün. Bitmeyecek gibi gece, ensemi şaplaklar. Delikanlı cevheri atımın üstünde yıllarca cirit atardı Şimdi neden yabancılaştı o güzelim anılar. Kırk İkindilerde bir uyku seronomisi alıp yürümüş, Çok ağır be, çekilmiyor şu zamanın tafrası. Vedaların da kalmadı adı-sanı, ağırlığı. Çocuksu hevesler ağlıyor yamyamların masasında. Bir bilmece furyasının sanki çözümü varmış gibi uzatmışlar. Sahte sevgilerin pazarında kar payı büyük. Karaborsacılar, kirli ellerini ovuşturuyorlar. Kim göndermiş belli değil, deliler beldesinden selam. Enkaz yığınına dönmüş yazıtlardan, kaçıp gitmiş anlam. Gece karanlığı ile sıkı dost sırdaş Tüneyecek başka yer bulamayan damdaki Baykuştan tüyo; Bu karanlıkta attığı hep dü şeş gelen zar. Nasırlı yüzünden çıkarttığı, hükmü kalmamış eski aşk edevatlarını, Bana yutturmaya çalışıyor Yaşlı İhtiyar. Anlaşılan, yerimi ölçüp biçti, kimsesizler mezarlığında. Kapüşonunu başına çekmiş, ufukta yavaş yavaş kayboluyor, Tüm yaşamdan yana ne varsa. (18.10.2012-10.Şiir Kitabımdan) |